Terim 8 ay boyunca mükemmel 11’i aradı. Taktik, diziliş, oyuncular değişti. Muslera’yla Marcao dışında neredeyse hiç kimsenin kendini as hissetmediği bir sezon oldu bu.

Sergen Yalçın ise kışın bir 11 yakaladı, Welinton-N’Sakala gibi kamuoyunu tatmin etmeyenler dahi olsa bu 11’de ısrar etti. Onun aradığı mükemmel oyun oldu o günden sonra.

Yarınki karşılaşma öncesinde de tablo hemen hemen aynı: Fatih Terim derbiye en uygun 11 oyuncuyu bulmayı hedeflerken, Sergen Yalçın ise mükemmel oyunu arıyor.

FATİH TERİM

ÜSTÜNLÜK: BÜYÜK DENEYİMİ İLE TERİM AVANTAJLI

500 sayfalık Türk futbol tarihi ansiklopedisi yazılsa, bunun belki 250’sinde ismi olacak, 50 sayfasını da direkt kendisine ithaf edebileceğiniz bir yaşayan efsane Terim. Kariyerinde onlarca defa böyle maçlara çıktı, 40 yıl büyük turnuva görmemiş milli takımın Solna deplasmanı, Viyana’daki Hırvatistan maçı, Galatasaray’la 9 puan geriden gelip kazandığı şampiyonluk... Bu maça futbol terazisinde daha iyi verilerle çıkan takım Beşiktaş. Ancak deneyim terazisinde tabii ki Terim avantajlı

ZAYIFLIK: KİMSENİN KENDİNİ AS HİSSETMEMESİ

Fatih Terim’in 30 yıla yaklaşan teknik adamlık kariyerini yakından izledik. Ben daha önce böyle bir dönem yaşadığını hatırlamıyorum: Galatasaray’da hemen hemen hiçbir oyuncu kendini as hissetmiyor. Muslera dışında hemen hiç kimse, bir sonraki hafta ilk 11’de olacağından emin değil. Bekler sürekli değişti, stoper ikilisi değişti. Taylan çok iyiydi, formasını kaybetti. Orta saha değişken. Fatih Terim’in bu yılki en önemli problemi sanırım buydu, 7-8 tane as oyuncu yakalayamadı. Onlara sürekli oynama güveni veremedi.

FIRSAT: LJAJIC-N'KOUDOU'NUN KOLAY TOP KAYIPLAR


Beşiktaş'ın son dönemde yakaladığı mükemmele yakın oyunun belki de tek zaafı bu: Ljajic ve N’Koudou’nun zaman zaman topun kıymetini bilmemeleri. Kolay kayıp yapabilmeleri. Bu maçta da bu ikili ilk 11’de başlarsa, Terim’in Galatasaray orta sahasındaki dinamik oyuncularını bu ikili üzerine yönlendirmesi muhtemel. Olası kayıplar, Terim’e maç önceleri hep bahsettiği geçiş hücumu fırsatını sağlayabilir.

TEHDİT: ROSIER İLE GHEZZAL'IN PAS BAĞLANTISI

Bu sezon sadece Beşiktaş’ın değil, Süper Lig’in en iyi kanat ikilisi Rosier-Ghezzal. İki oyuncu toplamda 29 gol katkısı yaptılar, OPTA verilerine göre de ikilinin kendi aralarında tam 499 pas isabeti var. Bu sayı, Galatasaray’daki tüm ikililerin üstünde. Galatasaray’ın Gençlerbirliği maçındaki sol kanadı Ömer-Babel’den kuruluydu ve eğer Terim aynı tercihi yaparsa Rosier-Ghezzal’in ciddi bir tehdit oluşturacakları kesin

SERGEN YALÇIN

ÜSTÜNLÜK: DEVRE BAŞLANGIÇLARI İLE MAÇI KOPARIYOR

Sergen Yalçın’ın Beşiktaş’ı sezon genelinde maçlara yüksek viteste başladı, ilk devrede aldığı netice ne olursa olsun bu stratejiyi ikinci devre başlangıcında da sürdürdü. Özellikle 46-60 arası aldıkları sonuç muazzam: Bu bölümde bu sezon 13 gol atıp sadece 1 gol yemişler. Maçları kopardıkları bölüm de burası oldu sıklıkla. Hatay maçında bir kez daha şahit olduk, Yalçın’ın takımı santra sonrası çok tehlikeli.

ZAYIFLIK: BERABERE HEDEFLEMEMELİ

Sergen Yalçın için bu maçın diğerlerinden farklı tarafıysa mutlak galibiyete ihtiyaç duymamaları. Hatta beraberliğin gayet avantajlı bir sonuç olarak gözükmesi. Yalnız kaderin garip bir cilvesi, ne Terim’in ne de Yalçın’ın kariyerlerinde pragmatik futbol yok. Korumacı anlayış yok. İki hoca da hep galibiyet hedeflediler. Şu anda da ligin en az berabere kalan iki takımı Beşiktaş ve G.Saray. Ben Yalçın’ın bu maçta 0-0’ı hedeflememesi gerektiğini düşünüyorum.

FIRSAT: ÖNDE BASKI RAKİBİ HATAYA ZORLUYOR

G.Saray ligin en az gol yiyen takımı. Terim’in savunma oyuncularından memnun olduğunu biliyoruz. Ancak Marcao-Luyindama oynadığında Marcao’ya, Donk-Marcao oynadığında Donk’a baskı yapan takımların sarı kırmızılıları hataya zorladığına sıkça şahit olduk. Üstelik son G.Birliği maçında Emre Akbaba’nın sayılan ve sayılmayan iki golü de Donk’un uzun toplarından geldi. Son bölümdeki Muhamed’in volesi de öyle. Yani Yalçın’ın baskıyı Donk üzerine yoğunlaştırması G.Saray’ın oyununu baltalayabilir.

TEHDİT: BÜYÜK MAÇ OYUNCUSU MUSLERA FARKI

Hep söylerim: Süper Lig’de 90’lar Hagi’nin, 2000’ler Alex’in, 2010’lar da Muslera’nın yılları oldu diye. G.Saray’ın son on yılda kazandığı 14 kupanın hemen hepsinde Muslera’nın direkt payı var. Bu derbiye de 2 kaleci enteresan bir istatistikle giriyor: OPTA verilerine göre Muslera’nın bu sezonki xGoT’si (yani gol yeme beklentisi) 24,16 iken 17 gol yemiş. Ersin’in xGoT’si 26,69; yediği golse 29. Bir büyük maç oyuncusu Muslera.

Bu sezon Beşiktaş’ta tam 10 oyuncu 2000 dakika barajını aşmış durumda. Galatasaray’daysa bu sayı sadece üç. Ligin 40’ıncı haftasını idrak ediyoruz, Galatasaray’da ilk 11’de 27 maçın üstünde görev yapan tek isim Marcao. Beşiktaş’ta bu sayı 8... Tablo net. Sergen Yalçın ilk 5 haftalık şaşkınlıktan sonra ideal 11’ini buldu ve mecburiyetler dışında neredeyse bozmadı bu listeyi. Bu da Welinton, N’Sakala, Larin, Vida, Ersin gibi adamlara olağanüstü öz güven yükledi, sezon başı bulundukları noktayla bugün geldikleri nokta arasında dağlar, tepeler, nehirler, ovalar var. Sergen Yalçın bir öz güven enjeksiyonu hikayesi yazdı bu sezon.

TECRÜBE-GENLİK KARARSIZLIĞI

Fatih Terim ise iki anlayış arasında kararsızlıkla geçirdi sezonu. Uzunca bir süre Arda, Belhanda, Feghouli, Falcao, Babel gibi deneyimlilerin üzerine kurdu takımı. Bu yıldız isimler bölüm bölüm çok iyi pas trafikleri yakalayarak, kalitelerini sergileyerek maçlar kazandırdılar. Ancak iş fiziksel sınava gelince hep eksik kaldı bu grup. Fatih Terim çareyi takımı gençleştirmekte buldu; rotasını Halil, Kerem, Gedson, Muhamed gibilere çevirdi. Hem 2021’in başındaki 8 maçlık galibiyet serisi, hem de şu anda içinde bulundukları ritmi de gençlik enerjisine borçlular zaten.

Uğur MELEKE / Hürriyet