Avrupa ülkeler sıralamasında 19’uncuyuz. Norveç temsilcisi Bodö-Glimt bir tur daha geçerse sezonu 20’nci sırada bitireceğiz. Ki 1991’den beri bu basamağa düşmemiştik.

Peki 30 yıl geriye giden ve dibe vuran Türk futbolunun sıradaki adımı ne olmalı? Nasıl çıkarız bu kâbustan? 2023-24 sezonundan itibaren Avrupa’da 5 değil, 4 takımla mücadele edeceğiz. Şampiyonumuz (bazı özel durumlar gerçekleşmezse) 4, ya da en azından 3 ön eleme oynayacak. Şampiyonlar Ligi müziğini unutacağımız gibi Avrupa Ligi melodisini de unutacağız. Zira artık Avrupa Ligi biletimiz de yok! Kupa galibimiz, lig ikincimiz ve üçüncümüz hep birlikte Konferans Ligi ikinci ön eleme turundan başlayacaklar sezona. Tablo kötü. Böylesini elbette hayal etmemiştik. Biz artık bir perşembe akşamı futbolu ülkesiyiz. Ancak bu krizi bir fırsata çevirebilir, ufak rötuşlarla bu kabustan çok hızlı uyanabiliriz bence.

BiZ DE RAHATLIKLA HOLLANDA’NIN BAŞARDIĞINI HEDEFLEYEBiLiRiZ

Avrupa’da 202122 sezonunun en başarılı ülkesi Hollanda! Evet, halen 5 takımla yoluna devam eden İngiltere değil... Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde 3 temsilcisi birden olan İspanya değil... Hollanda... Sebebi basit: Şampiyonlar Ligi’nde kazanılan galibiyetle Avrupa Ligi ve Konferans Ligi’nde kazanılan galibiyetin karşılığı aynı. Galibiyet 2 puan, beraberlik 1 puan. Hollanda’nın da Konferans Ligi’ndeki 4 temsilcisi toplam tam 65 puan topladılar bu sezon. İkisi halen çeyrek finalde yollarına devam ediyorlar. Bu sayede de Avrupa sıralamasında bir anda yedinci basamağa tırmandılar. Oysa sadece 4 sezon önce, 2018’de 14’üncü basamaktaydılar. Biz de rahatlıkla Hollanda’nın başardığını hedefleyebiliriz. Konferans Ligi, bizim ligimiz seviyesindeki ligler için doğal hedef. Üstelik Konferans Ligi gruplarında bir galibiyetin ödülü 600 bin Euro (Yani Avrupa Ligi’nin üzerinde). Hem maddi, hem de manevi olarak bizim hedefimiz artık Konferans Ligi’nde ilerlemek olmalı.

ÇIKIŞ iÇiN 3 YOL

Avrupa’da mevcut kaostan çıkabilmemiz için yapmamız gereken kritik hamleler var elbette: 

1- Avrupa kupalarında herhangi bir temsilcimizin herhangi bir maçta sahaya saçma sapan rotasyonlu kadrolarla çıkmasına bir daha izin vermemeliyiz. Gerekirse bunu Süper Lig statüsüne yazmalı, Premier Lig’de yaptıkları gibi kontrat altına almalıyız. Belki size absürt gelecek, belki inanamayacaksınız ama Premier Lig kulüpleri her maça as kadrolarıyla çıkmayı sezon başında imza ile taahhüt ederler. Bir maça bilinçli olarak en iyi kadrosuyla çıkmayan takıma Premier Lig yönetimi para cezası verir. 2000’lerin başında bir kulübün bu şekilde cezalandırılmışlığı var.

FiKSTÜRÜ TEMMUZA KAYDIRMALIYIZ

2- 2023-24’ten itibaren Avrupa kupalarına tüm temsilcilerimiz birinci ya da ikinci ön elemeden giriş yapacaklarına göre bizim de Süper Lig fikstürünü buna göre yeniden yapılandırmamız lazım. Artık biz bir temmuz futbolu ülkesiyiz, öyleyse ligimizi de en az 2-3
hafta geriye kaydırmamız şart. Elbette ülkenin iklim koşullarının farkındayım ancak hiç olmazsa temmuz sonunda 21:45 maçlarıyla Süper Lig’e start vermemiz zorunlu. Tabii ki ligin bitimi de nisan sonuna kayacaktır haliyle. Fikstürü yeniden yapılandırırken dikkat etmemiz gereken bir başka husus da hafta içi maçları. Bu sezon 21-23 Eylül’e hafta içi müsabakası konularak tarihi bir hata yapıldı. Beşiktaş’ın 13 sakatla Ajax önüne çıkmasının nedeni bu. Bir daha iki Avrupa fikstürünün arasına hafta içi lig maçı konulmamalı. Avrupa’daki temsilcilerimizi 22 günde 7 maç oynamaya zorlamak ihanet gibi.

PERFORMANS ÖDÜL SiSTEMi DEĞiŞMELi

3- Süper Lig’de halen 1 galibiyete 3,2 milyon, bir beraberliğe de 1,6 milyon TL ödeniyor. Oysa beraberlik artık dünyanın hiçbir yerinde galibiyetin yarısı etmiyor! UEFA, kendi turnuvalarında beraberliğe galibiyetin üçte birini ödüyor mesela. Bizim de yeni yayın ihalesiyle beraber ivedilikle düzeltmemiz gerekiyor bu detayı. Eğer havuz ödemelerinde böyle bir rötuş yapılırsa, ligde berabere biten her maçta havuzda ekstra 1 milyon lira ödenek kalmış olacak. Bu ödeneğin de Avrupa’da galibiyet alan takımlara kanalize edilmesini öneriyorum ben. Avrupa kupalarının maddi getirisini bir tık daha artırmış oluruz bu yolla.

Uğur MELEKE / Hürriyet