Souza, Necip ve Atiba'dan kurulu orta saha seçimi, maçın savunma anlamında güvenliğin işareti derken diğer yandan da oyunu kontrol etme düşüncesini yansıttı.

İlk yarı Sergen hoca adına işin savunma tarafında bu plan iyi işledi.

Ama hücum olarak belki daha renkli olarak düşündüğü ilk 45 dakika beklentilerin gerisindeydi.

Durağan, karşılıklı olarak birbirini kontrol eden, oyun temposunun yükselmediği bir ilk yarı oldu.

Fakat ikinci yarıda Sergen hoca bu işe müdahale ederek Mensah değişikliğiyle vitesi yükseltti.

Bu yükseltme oyunu Beşiktaş adına hem daha yaratıcı hem de daha baskılı hale getirdi.

Rakip yarı alanda daha çok kalan ve daha çok pozisyon bulan taraf olarak beklediğini almakta da gecikmedi.
Atiba çok yönlü bir oyuncu, görev aldığı her bölgede en iyisini yapmaya devam ediyor.

Beşiktaş'ın bulduğu goldeki koşusu ve sonradan yaptığı mükemmel santrfor vuruşu bir kez daha saygıyı hak etti.

Beşiktaş'ın bir diğer artı yönü de oyun kendi istediği gibi gitmese de rakiplerine çok fazla pozisyon vermemesi.

İşin savunma bölümünü maceraya bırakmıyor.

Bu bölümdeki tedbirli davranışlar da zaten maçın içinde her halükarda skoru bulabilen bir takım olarak Beşiktaş'ı hem maçın içinde tutuyor hem de kazanır hale getiriyor.

Rosier, Vida, Welinton ve N'Sakala dörtlüsü kendi aralarındaki uyumu üst seviyeye çıkardı.

Birlikte ciddi bir güç üretiyorlar. Bu dörtlünün en etkili hücuma çıkan oyuncusu olarak Rosier, dün yine savunma bloğunun hücumu en çok deneyen ismiydi.

Josef'i de işin savunma bölümünde değerlendirmeden olmaz ama o kadar başarılı oynuyor ki işin iki tarafını da mükemmel yönetiyor.

Hem takım savunmasında hem de hücum başlangıcında başrol oyuncusu.

Beşiktaş kağıt üstünde zor görünen, oyun olarak da kolay olmayan bir maçı yine güçlü oyunuyla geçerek rakiplerine de 'Ben yine buradayım' mesajı verdi.

Ali GÜLTİKEN / Sabah