Beşiktaş oyun gücüyle kazanmaya devam ediyor. Sahadaki kaderini bir-iki oyuncunun üst düzey performansına bağlamayan ve özellikle istediği skoru elde edene kadar büyük baskı kuran Siyah- Beyazlılar Denizlispor karşısında da oyun karakterini ve oyun gücünü korudu.
İlk dakikadan itibaren rakip sahaya yerleşen, Denizlispor'a iki istisna dışında (Onlar da 3-0'dan sonraydı) pozisyon vermeden üç gol atan Beşiktaş deyim yerindeyse yine sükûnet içinde sessizce yürüdü zafer yolunda.
Larin ve N'Koudou kalabalık Denizlispor savunması arasında kaybolmamak için son derece hareketliydiler. Duruma göre yer değiştiren bu ikili, Aboubakar'ın hamlelerine de uyum sağladılar.
Önceki günlerde çocuğu olan Aboubakar (Allah analı-babalı büyütsün) hem attı, hem attırdı hem de rakip savunma göbeğinde kaos yarattı.
 
Adem Ljajic de kendi standartlarına göre iyi mücadele etti, iyi koştu ve golünü de atıp moral buldu.
Futbol bu, ilk yarı boyunca uyuyan Denizlispor devre sonunda iki dakikada iki pozisyon buldu; biri ofsayta, diğeri direğe takıldı. Yani… Tabelada yazan skor her ne olursa olsun rehavete kapılmak büyük hata olur. Bir anda maç 3-2 olabilirdi.
Nasıl derseniz, ligin ilk yarısındaki maça bakın derim. Bu manzara ders olmalı, günümüz futbolunda işin sırrı, hiçbir zaman rehavete kapılmamak ve konsantrasyon boşluklarına düşmemektir.
Yanlış anlamayın Beşiktaş zorlanmadan kazandı ama yarın başka bir rakip karşısında bu durum sıkıntı yaratabilir. Beşiktaş'ın gücü takım halinde hücum edip aynı şekilde savunma yapmak.
Bundan taviz vermeden yürüyen bir Kartal'ın hedefine varması çok zor olmayacaktır..