Biz harcama limitlerine, yabancı futbolcu sınırlamasına kafa yorarken transfer dönemi sanki bunlar hiç yokmuş gibi aynen sürüyor. Ve transfer dönemlerinin olmazsa olmazı özellikle büyük takımlar arasındaki rekabet de. Sanki dünyada başka futbolcu yokmuş gibi yerlisi yabancısı aynı futbolculara talip olmalar da. İşte en son Beşiktaş’ın da istediği Abdülkerim Bardakcı’nın Galatasaray’a değerinin çok üstünde gitmesi.

Zaten sırf rekabet için gereklinin yanında gereksiz transferlere de yüksek transfer ücretlerine de alıştık. Hatta aynı mevkide senin 3 tane futbolcun varmış o da önemli değil. Yeter ki rakip kulübün transferini engelle. Fakat sonra o futbolcunun ilk 11 şansını bile bulamadan sönüp gitmesini kimse umursamaz nedense. Bunlara aşinayız. Aşinayız da futbolun gerçekten dibe vurduğu, örneğin yayın haklarına bile önceki sözleşmenin beşte biri, o da zoraki verildiği ve kurtuluş reçetelerinin dayatıldığı bir dönemde aynen devamı garip.

Demek ki harcama limitleri de yabancı futbolcu sınırlaması da işe yaramıyor. Kulüpler bir yolunu bulup bildiklerini okuyor çünkü. Ve yine pahalı yabancı transferler, yine özkaynaktan futbolcu almak yerine yetişmiş yerli oyunculara ödenen fahiş fiyatlar.

Yani çözüm odaklı hiçbir şey yok, işi kılıfına uydurmak var. 

İŞİNİZ O KADAR ZOR Kİ

Kulüpler arası dengeleri bozan kafaları karıştıran transferler de ayrı bir gariplik. Mesela bir kulüp talip olduğunda astronomik bonservis istenen bir oyuncu başka kulübe nedense bedelsiz verilebiliyor. Hiç etik değil bu. Zaten bazı küçük kulüp başkanları kulüplerini kendi çiftlikleri gibi görüyor. Buna da yerli oyuncuya hiçbir teşvik vermeden yabancı sınırlamasına gidilmiş olması sebep. Yoksa politik ya da başkaca rant hesabı mı var?

Ondan sonra sen istediğin kadar kulüplerde modern yapılanmaya git, transfer politikası belirle, çalış çabala. Doğru yolda yürümeye çalış. Sınırlarını zorla, borca girip altyapıya yatırım yap. Ne yazık ki bazı şeyleri değiştiremeyince işiniz o kadar çok zor ki. Oysa ki yasaklar ve sınırlamalar her zaman rant ve haksız kazanca yol açar. Gelişmeyi esas sağlayan ise; hak edene, kalıcı değer yaratana verilen teşviklerdir. Özellikle yerli futbolcu yetiştirip oynatana verilecek teşvikler. Yoksa yasakla işler çözülebilseydi şu anda tüm ülke sorunsuz ve güllük gülistanlık olmaz mıydı?

Gülengül ALTINSAY / Cumhuriyet