Sıfır ümit. O kadar ki taraftar da stada gelemeye tenezzül etmemiş.

Az sayıda seyirci önünde oynanıyor maç.

Üstelik belki de uzun bir süre izleyemeyeceğimiz bir Şampiyonlar Ligi maçı bu.

Ama ülkenin şu sıra içinde bulunduğu koşullar düşünülürse belki de haklılar.

Ama Ajax gibi bir takımı çıplak gözle izlemek sıkça yaşayabileceğimiz bir olay da değil.

Total futbolun modern versiyonunu oynuyorlar. Birkaç tecrübeli oyuncunun dışında genç oyuncularıyla değişken hareketli futbollarıyla çok gol atan ama az gol yiyen bir takım onlar.

Nitekim ileride basarak sadece stoperlerini sabit tutarak başlıyor Ajax.

Fakat Beşiktaş da buna aynı şekilde çok enerjik karşılık veriyor.

Ve rakibin akışkan oyununu bozuyor.

Zamanla savunmayı ileri alıp Pjanic’in attığı tek toplarla oyunu orta alanda tutmayı başarıyor.

Sonra Pjanic’in takımı ileri itmesiyle N’Koudou’nun deparlarıyla Beşiktaş’ın etkisi artıyor.

Ajax’ın hiç istemediği yerde oynanıyor oyun.

Dengeli giden oyundan biz karlı çıkıyoruz ve penaltı golüyle 22’de öne geçiyoruz.

Ajax golün ardından daha da kamçılanıyor.

Ve savunmamızı da Mert’i de bayağı çalıştırıyor. 

Ne var ki Larin kaleciyle karşı karşıya kaldığında ağır kalmasa belki de 42’de goller ikilenecek ama olmuyor.

2. yarıda oyun Ajax’ın istediği yerde yani bizim sahamızda oynanarak başlıyor.

Ve kaçınılmaz son; 54’te skora denge geliyor.

59’da çok etkisiz kalan Teixeira yerini Can’a bırakıyor.

Daha sonra da Ghezzal yerini sakatlıktan yeni çıkan Batshuayi’ye bırakıyor.

Ve Beşiktaş tam galibiyet golü ararken 69’da golü kalesinde görüyor; duran top, seken top derken şanssız bir golle yenik duruma düşüyor.

Artık Atiba, Necip, Salih de oyunda.

Yani takım apayrı bir 11’e dönüşüyor.

Skordan memnun rakip oyunu rölantiye alırken biz hızlandıramayınca oyun giderek yavanlaşıyor.

Sonuçta Kartal Şampiyonlar Ligi’de kötü gidişe dur diyemiyor...

Gülengül ALTINSAY / Cumhuriyet

Beşiktaş'tan son dakika, transfer ve özel haberler için Duhuliye.com mobil uygulamalarını indirmek için TIKLAYIN