Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, kulübün sosyal medya kanalından önemli açıklamalar yaptı. İşte Ahmet Nur Çebi'nin açıklamaları; ''15 ay önce geldiğimizde 13. sıralarda olan, özgüvenini kaybetmiş bir Beşiktaş takımı vardı. Geldikten sonra bu durumu toparlama hedefimiz vardı ve bunu başardık.'' "Maaş skalasına baktığımızda çok düşük ile çok yüksek arasında büyük bir uçurum var. Bunlar birlik ve beraberlik açısından yanlış politikalar. Mümkün olduğu kadar birbirlerine yakın ücretlerle başarıya odaklı ücretlendirme politikalarını uygulamaya çalışıyoruz." "Ücretleri çok yüksek olan ve şu anda kendilerinden katkı alamadığımız futbolcu kardeşlerimizin gitmelerini ve bizi rahatlatmalarını istememize rağmen hiçbiri şu ana kadar gitmek istemedi. Çok ilginç diyaloglar da oldu. 'Gitmeyi düşünmüyoruz, aldığımız ücretler çok iyi, bunu başka bir yerde bulamıyoruz' diye diye yaklaşık 6 aydır burada oturan arkadaşlarımız var." "Banvit projesi tamamen başarı odaklı ve uzun vadeli bir projedir. Çok kısa vadede ekonomik anlamda büyük gelir düşünmüyoruz. Genç oyuncularımızı Beşiktaş Basketbol Takımı'nı daha ileri taşıyacak arkadaşlar olarak düşünüyoruz." "Rosier, Ghezzal ve Montero'nun bonservisini elinde bulunduran takımları, maalesef geçen sene çok istememize rağmen 'Önümüzü görelim' diyerek konuyu bu seneye sarkıttılar. Bahsi geçen 3 futbolcunun bize verdiği cevap şuydu; 'Biz Türkiye'yi tanımak istiyoruz, Türk futbolunu görmek istiyoruz, Beşiktaş'ı tanımıyoruz. Dolayısıyla bu seneyi tanıma yılı olarak yaşamak istiyoruz ondan sonraki senelerde şartları konuşuruz' dediler. Biz de o süreci yaşamak zorundayız. Maalesef hoş bir haber değil bu ama bonservisleriyle zorlayabilirler bizi. Bu üç arkadaş da, kulüpleri de..." ''Talisca, bizim gündemimizde hiç olmadı. Bizim de Talisca'nın gündeminde olduğumuzu düşünmüyorum. Sadece marka değeri çok yüksek futbolcuların etrafında çalışanlar var ve bunların medyasını idare edenler takipçi sayısını artırabilmek için bu tip şeyler yapıyorlar. Dolayısıyla ben taraftarıma şunu söyleyebilirim. Bu tür şeylere çok fazla itibar etmesinler. Biz, zaten bir şey yapacağımız zaman çıkıp söylüyoruz."