İşte Arat'ın açıklamaları:

Ben 1977'den beri vardım..

Ben 2000 yılında aday oldum, 2002'de aday oldum. Hayatım adaylıkla geçecek değil. O arada çocuklarım büyüdü, ben de hayat planlarımı ona göre gerçekleştirdim. Daha sonra aldığım uluslararası görevler nedeniyle ülkemi temsil etmek zorunda kaldım, büyük bir memnuniyetle. İş hayatı, sosyal hayat, aldığım bu görevler, o dönemde Beşiktaş'ın kritik ve başarılı zamanlarında, acısında, sevincinde hep vardım aslında. Aslında ben 1977'den beri vardım. Bana herkes 1977'den beri niye yoksun derken kulübün geçmişini, insanlarını tanımamaktan kaynaklanıyor sanırım bu soru.

Sporcu - idareci olan ilk 10 kişiden biriyim

Ben büyük bir şerefle söyleyebilirim ki; BJK'de sporcu - idareci olan tek basketbolcuyum. Sporcu - idareci olan ilk 10 kişiden biriyim diyebilirim. Süleyman abi, Zekeriya abi, Hakkı Kaptan, 4-5 kişi daha sayabiliriz. İkinci başkanlık yapan herhalde tek kişiyim. Son 25 senede ikinci başkanlık yapan sporcu pek yok, ben ikinci başkan olduğumda 38 yaşındaydım. Kulübe ilk girdiğimde, imzayı attığımda da 17 yaşındaydım. Sıraselviler'de çok maaş bekledim. Beşiktaş camiasının geçmişini pek bilmediğine inanıyorum. Ben Sıraselviler'de basketbolcu abilerimizin yanında 6-8 saat maaş beklediğimi hatırlarım. 6 ay maaş alamadık, Yalçın abiler bize Divan Oteli'nde para toplayıp vermişti. Gazetelerde çıktı. Gazi Akınal başkanlığımı yaptı, Mehmet Üstünkaya başkanlığımı yaptı, Süleyman ağabey ile aynı yönetim kurulunda bulunduk. Böyle bir hikayesi olan bir insana "20 yıldır neredeydin" dedikleri zaman, o zaman tabi Google yoktu, bakamıyorlardı ne olup bittiğine, şimdi her şeye daha kolay erişiliyor.

Beşiktaş Başkanlığı Futbol Federasyonu'na atlama tahtası olmamalı.

Aslında en önemlisi, "niye yoktum" değil, niye bugün varım... Sayın Demirören döneminde, o senetler bırakılmaya kalkıldığında benim kayda alınan bir lafım vardır, uyarmıştım kulübü o zaman, o senetlerin son derece yanlış bir iş olduğunu söylemiştim. Nedense Beşiktaş başkanlığının sonunda herkes Futbol Federasyonu'na gitmeye çalışıyor. Beşiktaş Başkanlığı Futbol Federasyonu'nun atlama tahtası olmamalı. Ben Beşiktaş'ın ihtiyacı olduğu için şu anda buradayım. Benim ihtiyacım yok, bunu herkesin iyi anlaması lazım.

Beşiktaş şu anda iyi vaziyette değil

Ben değilim, biziz. Benim Beşiktaş'tan beklediğim hayallerimin dışında bir şey değil. Beşiktaş'ın ihtiyacını çok net gördüğüm için buradayım. Yaşım, işim, aile durumum, spor adamlığında elde ettiğim tecrübe, ilişkilerim gereği şu anda bu ihtiyacın olduğunu düşünüyorum. Mesele ben değilim, biziz. Beşiktaş şu anda iyi vaziyette değil. Beşiktaş eğer kendi camiasının gittiği yerleri takip etmiyorsa yanlış içinde demektir. Seçilmiş bir yönetim kendi işini yapacak, biz de bakacağız. Vakti gelince de karar vereceğiz. O süre verilmiştir yönetime, başarılı olursa göreve devam eder. Genel Kurul karar verir. İsteyen aday olabilir. 18 yaşını doldurmuş, 5 yıllık üye olan herkes Başkan olabilir, Yönetim Kurulu üyesi olabilir, herkesin hayalidir bu.

Onlar atlarına bindiler gittiler.

Özgürlük, konuşabilmek çok güzel bir şey, biz konuşamıyoruz. Biz hep kapıların arasında, bir şekilde birilerini yıpratma peşindeyiz ve çok azız. Birilerini yıpratmanın hiçbir faydası yok. Beşiktaş'ta sürekli birileri geri çekiliyor bu ortamlardan dolayı. Yönetimler, insanlar geliyor, gidiyor. Ondan sonra ne oluyor biliyor musunuz? Beşiktaş Divan Kurulu toplantı yapıyor, 2010'dan sonraki tüm yöneticiler Divan üyesi oluyorlar, tahminime göre son 20 yılda görev yapmış 150 yönetim kurulu üyesi olabilir. Bunlardan 10 tanesi bile gelmiyor biliyor musunuz? Başkanlar hele hiç gelmiyor. Onlar atlarına bindiler gittiler. Beşiktaş birilerinin bir şeyler alıp gittiği yer değil. Beşiktaş'ı anlamak lazım, hissetmek lazım. Bu hisseden insanların duygularını istismar ettiklerini çok rahat görebiliyoruz. İstismar sadece maç neticesi değildir. Duygularıyla oynuyorlar. Sen onun adamısın, o bunun adamı, ne demek bu ya? Seçim olur biter, hepimiz birbirimizi kucaklamalıyız. Seçimlerde zaman zaman çok üzücü şeyler oluyor. Birçok genç benim aday olduğum seçimlerde neler olduğunu bilmez, çok ağır şeyler oldu. Beşiktaş'ta oylar çalındı, Beşiktaş'ta Cumhurbaşkanı ismine oy kullananlar oldu. O gün çok ağır şeyler yaşandı, bunun hesabı sorulmadı ve bugün bu noktalara geldi. Biz devrettiğimizde aşağı yukarı +10 milyon dolar ve elimizdeki tüm gayrımenkuller vardı. Bugün geldiğimiz noktada ilave bir gayrımenkul yok, borç şu anda herhalde 8 milyarın üzerinde çıkacak. 

Her gelen kulübün sahibi olduğunu falan düşünüyor

Burada sıkıntılar çok büyük, her gelen kulübün sahibi olduğunu falan düşünüyor. Başkanlık ve yöneticilik gelip geçici bir müessesedir. Beşiktaş Kulübü her zaman vardır, yöneticiler gelip geçecektir. Bu kadar tutkuyla da bu koltuklara bağlı olmamak lazım. Gittikten sonra da bu tip kurullara alnı açık gelebilmek lazım. 23 sene sonra böyle gelebiliyorsam ne mutlu bana... Benim alnım açık, burası benim camiam.

Artık Kimse gençlere palavra anlatamaz..

İnsanlar konuşmak istiyor, insanların konuşması lazım. Herkesi belli bir standarda sokmaktan vazgeçmesi lazım artık camiamızın. Gençler bundan çok rahatsız, bunu reddediyorlar, son derece iletişim içindeler. Bilgiye ulaşabiliyorlar. Artık kimse onlara palavra anlatamaz, dedikodularla hiç kimse onları bir yere yönlendiremez. Onlar gördüklerine inanıyorlar. Beşiktaş'ta bundan sonra dedikodu mekanizmasının giderek yalnızlaşacağı bir döneme giriyoruz. Yalnızlaşacak çünkü artık herkes gerçeğe ulaşmanın yolunu biliyor, gerçeği biliyor, konuşuyor, soru soruyor. Ben de son Divan toplantısından sonra yaklaşık 1600 üyeyle buluştum. Onları anlamaya, sıkıntıları anlamaya, cevap vermeye çalışıyorum."

Duhuliye.com