Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz, Hürriyet Gazetesi'ne bir röportaj vermiş.

Oradaki birkaç satır dikkatimi çekti. Alman futbol adamının sözlerinden bir kere şunu anlıyorsunuz: "Benim burada görev yapmam sizin için büyük şans. Dolayısıyla da bana sabır göstermelisiniz.

Bakın zamanında arkadaşım Jürgen Klopp bana neler söyledi. 'Türkiye'de sabır yok, orada çalışmam.' Ama ben geldim."

Kuntz'un, Türk Milli Takımı'nın başında olması bize bir lütuf tabii ki olamaz. Biz ülke olarak onu, bu onurlu göreve getirdik, kendisi şükretmeli. Sonuçta kariyerinde altın sayfalar yok. Göreve gelirken iki hedefinin olduğunu belirtmiş. Biri Dünya Kupası için play-off oynamak, diğeri de Uluslar Ligi'nde bir üst tura çıkmakmış. Bunu da yönetim tayin etmiş. 

Ev ödevi mi bu! Bundan da övgüyle bahsediyor. Ortada ne başarısı var? Bizim için bunları yapmak büyük başarı mı yani… Asıl başarı Dünya Kupası'na gidebilmek. Uluslar Ligi'nde bir basamak üste çıkmak değil. Şenol Güneş başaramadığı için görevden alındı. Bedeli ödedi. Hakan Çalhanoğlu, Ferdi Kadıoğlu ve Salih Özcan'dan bahsedip başarılarını taçlandırıyor. Her teknik adam, oyuncu kazandırdı... Bu işte muhasebe mi yapmak lazım? Ersun Yanal, Abdullah Avcı, Fatih Terim, Şenol Güneş… 

Özetle diyor ki: "Bunlar size yeter!"


YORUMCULUK YAPMAK...

Türk futboluna bir kere, yeteri kadar mesai vermiyorsun. 

Hâlâ Riva'da kalıyorsun ve gelip gittiğin zaman evin yok İstanbul'da. Yorumculuk yapıp (Almanya'nın Sat 1 kanalı ile 9 maç için anlaştı) sonra bir de maç var diye gelip gitmek ne kadar doğru! Büyük bir projen varsa burada taşrayı da gezmek lazım, alt takımlara tek tek bakmak lazım.

Sadece 4 Büyükler'i ya da Başakşehir'i değil, karış karış Anadolu'yu gezmek lazım. Seminerler düzenlenmeli, havuz oluşturulmalı, liderlik yapmalısın. Bunlar kapalı kapılar ardında yapılıyor mu bilmem.. Senden beklentimiz büyük!

Murat ÖZBOSTAN / Sabah