Kenan Başaran;

"VAR üzerinden başlayan tartışma büyük bir toplumsal çürümenin de aynası oldu. Bu toplumda insanın insanı güveni yok olmuş. Bunu görmüyor. Bu körleşmeye rağmen adil bir düzen talebinde bulunuyor. O yüzden de tahammül eşiğinde çıta her seferinden daha da zayıflıyor. Futbol bu çürümenin en iyi göründüğü alanlardan biri. Yıllarca adaletin MHK başkanlarının değişimiyle sağlanacağına inanıldı. Bu nedenle MHK'ların ömrü ortalama 2 yılı bulmadı. Sonra VAR'ın adaleti sağlayacağı varsayıldı. Bugün geldiğimiz noktada işler daha da kötüleşti. Yarın öbür gün yarı otomatik ve sonra da tam otomatik sistemlerle adaletin sağlanacağı iddia edilecek. Ama peşinen söyleyeyim ki hiçbir zaman bu kafayla adil bir yarış ortamı sağlanmayacak. Uzaydan hakem getirseniz bile... Çünkü eninde sonunda uzaydan getirilen hakemin de kim tarafından seçildiğine dair bir kuşku duyulacak ve komplo teorileri yürütülecek.

Futbolun çok sevildiği iddiası bu ülke için büyük bir yalan. 200 kişiye Süper Lig maçları oynanıyor. Yayıncı kuruluş korsan yayınlardan şikâyet ediyor. Bu ülkede sadece 4 büyük takımın taraftarının sadece ve sadece kazanmaya endeksli bir futbol kavgası var. Başka bir şey yok. Dünyada bizden çok daha büyük taraftarlara oynayan ve ekranlardan da izlenen ligler var. Ama oralardaki tartışmalar bizim yanımızdan yöremizden geçmiyor. Neden? Çünkü oralarda insanın beşer olduğu ve şaşabileceği yönünde asgari bir kabul var.
Bizim buralarda insanın hata yapmasının olanaksız olarak görülüyor. Hem de bizim insanımızın! Kusursuz olması isteniyor. Olamayınca da arkasında binlerce komplo aranıyor.
Yahu kabul edelim: Bizim insanımızın beceri ve yetenek ortalaması neyse hakemimiz de o kadar. Bu yönetici için de geçerli, topçu için de geçerli. VAR kayıtları bu vasatımızın ne kadar düşük olduğunun da resmi belgesi oldu. Sivasspor-Galatasaray maçının VAR kayıtlarında benim gördüğüm son derece yetersiz bir hakem kadrosu. Bu insanlarla iki lafın belini kıramazsın. Bu noktalara kadar gelmiş olmaları, böylesi devasa bir ekonomiye ulaşmış futbolda bir maçın kaderini belirleyecek noktaya gelmiş olması inanılır gibi değil.

Biz tartışmaları eksik yapıyoruz. Ben hep aynı şeyi savunuyorum: Hakimin neyse hakemin de odur. Güneşin ve havanın girmediği yerde sağlıklı bir yaşam alanı oluşmaz. Futbol özelinde de bu böyle. Tek adaylı seçimle TFF Başkanı seçiliyor. O başkan göreve geliyor ama yapabildiği tek şey 65 yaş üstündeki çalışanları emekli etmek. Bozuk olduğunu tespit ettiği sistemde suyun başını tutanlara dokunamayıor. E başkanın bile değiştirmeye gücü yetmeyen bir yapıda gelip hakemi veya VAR kararını tartışmanın bir manası var mı? Yok.

Bu çürümenin sonu yok. İnsanın insana güveni tesis edilmedikçe ve insanın hata yapabileceği asgari ölçülerde kabul görmedikçe daha çok kavgalar olur. Demokratik şekilde futbolun yönetimi belirlenirse, kurullar liyakata uygun şekilde oluşturulursa, tüm yapı şeffaf şekilde denetlenirse ve  hesap verebilirse ancak o zaman hakemlik de düzelir.
Türkiye'nin mevcut koşullarında futbol giderek insanı dışlayan ve makinalaşan bir oyuna dönüşecek. Bizzat bilgisayarda oynanan futbol, kanlı canlı futbolun yerini alacak. Peki o zaman huzur bulacak mıyız? Hayır! O zaman da oyunun yazılımlarını yazanlarda kasıtlı hatalar arayacağız. Ez cümle iflah olmaz bir durumdayız.
Şu son yaşananlar haklı haksız bir yana, asırlık kulüplerin nasıl da tabiri caizse mızıkçılık yaptığını bir kez daha gösterdi. Herkes, bir sonraki maça ön alma gayesiyle açıklama üstüne açıklama yapıyor.
Bu futbol düzeni adil değil mi? Hodri meydan! Toplanın olağanüstü seçime gidin. Birkaç adaylı bir seçim yapın. TFF'nin tüm teşkilatını baştan aşağı değiştirin! Ve bunun için de kimseden icazet almayın! VAR mısınız?"