Beşiktaş’ın eksiği - gediği kalmadı. Benzetme yerindeyse tepe-tepe kullanacağı bir kadro var artık Şenol Güneş’in elinde... Demem o ki, kötü futbol, kötü skor hiç kimse kalkıp, bu saatten sonra ‘mazeret’ üretmesin, buna da sığınmasın.
Baksanıza, Kartal’ın gediklilerinden Rosier, arada bir kesik yese de, Saiss bile yedek kulübesinde... Yani, artık herkesin bir alternatifi var kadroda...

Biliyorum ki Güneş hoca, gerek antrenmanlarda, gerekse maçlarda performansı en iyileri sahaya sürer, nitekim bunu son basın toplantısında üstü kapalı değil, açık açık söyledi.
İlk yarıda yenileri şöyle bir kantara çıkaralım; Onur Bulut, belli ki bu performansıyla sakatlık falan olmadığı taktirde formayı kolay kolay vermez. Omar Colley, sağlamcı, risk almıyor. Hadziahmetoviç’i zaten tanıyoruz, 11’i her zaman zorlayacak bir fotoğraf. Maxim de pusuda ekliyor, eskilere bizden hatırlatması!

Kuşkusuz haftalardır kötü oynayan ve bol keseden puanlar kaybeden Beşiktaş, yenilerle ve de seyirci desteğiyle maça hem baskılı hem de iştahlı başladı. Rakibine bu yarıda tek pozisyon vermeyen Kartal, Salih’in tek golüyle yetinmek zorunda kaldı.
Neler kaçtı, neler? Say say bitmez. Cenk Tosun’un girdiği ve fileleri bulamadığı o kadar pozisyon var ki, hangisini anlatsak...

Kaçırmaktan adeta başı döndü, bizim de! Sadece o mu? Redmond her girdiği pozisyonda kaleyi yokladı, ama o da başarılı olamadı. Ancaak, kaleci Gökhan’ın da hakkını yemeyelim, neler çıkardı, neler? Yoksa fark bir değil, inanın ilk yarıda beş olurdu, beş! Kartal’ın gol yollarındaki en büyük kozlarından Aboubakar da boş durmadı, 8’de kaleyi yokladı, yine Gökhan başarılıydı. 40’da Hadziahmetoviç’in soldan serbest atışı, savunmayı karıştırdı, kısa düşen topu Salih filelere gönderirken, atamayanlara da nazire yaptı!

Olacak iş mi? Taraftar fark beklerken Kartal kalesinde şok bir golle sarsıldı. Şok diyoruz, Cenk Tosun gibi bir tecrübenin böyle bir hata yapması inanılır gibi değil. Kafa pası kısa düştü araya giren 53’de Sowe dokundu, skoru eşitledi.
Neyse ki 55’de Salih Uçan, şık bir ara pasıyla Aboubakar’ı buluşturdu, tecrübeli futbolcu, düzeltti, Gökhan’ın uzanamayacağı köşeye topu gönderdi, farkı yeniden bire çıkardı.
Kalan dakikalar mı? Valla bu kadar pozisyon kaçar mı, bu kadar pas hatası yapılır mı koca Kartal? Bu iki faktöre, skoru korumayı da eklersek, rakibin iştahını da kabartırsınız arkadaş!
Nitekim Beşiktaş, fark yapacağı maçta biraz Güneş’in hamleleriyle zamana oynar mı? Demek ki oynar! Hele Emre Kılınç’ın bir kafa şutu var ki, dua edin Mert’e... Yoksa iki puan yine kuş misali uçup gidecekti.
Evet; Kartal, üreten, ürettiklerinin sadece ikisini gole çeviren taraftı. Kuşkusuz Beşiktaş’ın üerinde psikolojik bir baskı söz konusuydu. Bunun içindir ki diken üstünde oynadı, iki golle üç puana kanat çırptı, gelecek haftalar için moral kazandı.

Bilal MEŞE / Milliyet