Galatasaray bu sezon en kötü maçını ligin ilk yarısında Kayserispor’a karşı oynamıştı. O maç aynı zamanda Okan Buruk için de çok öğretici bir yenilgi olmuş, hem kadro hem de oyun olarak aradıkları dengeyi o yenilginin ardından bulmuştu. Nitekim üst üste galibiyetler de o maçtan sonra gelmişti.

Depremden sonra lige verilen ikinci büyük aranın ardından ise net olarak bir ritim kaybı yaşayan Galatasaray, bu süreçte kazandığı maçların çoğunda oyun olarak istediği seviyede değildi ve son olarak iç sahada Fatih Karagümrük’e karşı gelen sürpriz bir puan kaybının ardından Dolmabahçe’ye zaten iyi bir durumda gelmemişlerdi. Ama dün akşam bu kötü gidişatları kendi zirvesini gördü ve bu sezon ligdeki en kötü ikinci maçlarını oynadılar.

Aslında maçın ilk yirmi dakikasında üstün olan taraf Galatasaray’dı. Bu bölümde Beşiktaş’ın pres yapmaktan kaçınması, topun daha çok Galatasaray’da kalmasına neden oldu. Belki bu bir pozisyon üstünlüğüne dönüşmedi Galatasaray için, ama topun ve oyunun kontrolü net olarak onlardaydı ve nihayetinde Milot Rashica ve Mauro Icardi’nin ikili oyunuyla öne geçmeyi de başardılar.

BEŞİKTAŞ PRESLE EZDİ

Ama bu gol aynı zamanda maçın tüm seyrini değiştirdi. Geriye düştükten sonra Galatasaray’ı beklemek yerine hataya zorlamayı tercih eden siyah-beyazlılar, her geçen dakika şiddetini artırdıkları preslerinin neticesinde hem topun hem de oyunun kontrolünü ele geçirdi, ardından maç boyunca duran toplarda net bir fiziksel üstünlüklerinin bulunduğu rakibine karşı Arthur Masuaku’nun harika kullandığı bir köşe vuruşundan gelen golle tabelada eşitliği yakaladılar.

Galatasaray bu süreçte rakibine karşı orta sahada hem sayısal hem de fiziksel olarak eksik kaldı. Sergio Oliveira ve Dries Mertens’i birlikte kullanmak, bilhassa iç sahada kendisinden zayıf rakiplere karşı birçok maçta Galatasaray’ın fazlasıyla işine yaramış olabilir. Ama Beşiktaş deplasmanında net bir üçüncü orta saha oyuncusuna ve çok daha diri bir orta alana ihtiyaçları vardı. Okan Buruk bu ihtiyacı ilk yarının sonunda fark edip bir hamle yapabilirdi. Ama ikinci yarıya da aynı şekilde çıkmaya karar verince, sarı-kırmızılılar Beşiktaş’ın presi karşısında giderek ezildiler ve geriden hiç oyun kuramamaya başladılar. Bu da Beşiktaş’ın atak sürekliliği sağlamasına neden oldu. Devamında da Amir Hadziahmetovic’in Oliveira’ya presi ikinci golü getirdi.

EMEKÇİ GEDSON’DAN ERKEN 1 MAYIS GÖSTERİSİ

Beşiktaş’ta belki de kariyerinin en iyi maçlarından birini oynayan Gedson Fernandes’in kusursuza yakın topsuz oyun performansı da Galatasaray orta sahasının fiziksel eksikliklerini daha görünür kılan etkenlerden biriydi. 

Gedson’un Beşiktaş’ta bu sezonki genel performansı beklentileri tam anlamıyla karşılayamamış olabilir. Portekizli orta saha oyuncusunun toplu oyundaki eksiklikleri, bilhassa Şenol Güneş’in göreve gelişinden sonra daha göze batmaya başladı ve bu anlamda oyununu geliştiremediği müddetçe uzun vadede Güneş’in ideal orta saha oyuncusu olabilmesi hâlâ çok kolay görünmüyor. Ama dün akşamki gibi, Beşiktaş’ın pres marifetiyle sonuç almaya çalıştığı maçlarda Gedson’un ne kadar büyük bir koz olduğu bir kere daha ortaya çıktı. Ona Hadziahmetovic ve Salih Uçan da iyi ayak uydurunca, Beşiktaş merkezde rakibine karşı kesin bir üstünlük elde etti.

Maçın kapanış golünü atan Vincent Aboubakar ise aslında kötü bir maç oynadı. Ne bağlantı oyunu ne de ceza sahası içi etkinliği olarak kendi standartlarının yakınındaydı. Ama Beşiktaş’ın uzatma dakikalarında yakaladığı bir kontratakta en sevdiği pozisyonlardan birini buldu; Victor Nelsson’u ceza sahasının çaprazında birebirde yakaladı. Bu açıdan genellikle uzak köşeye vursa da dün akşam Fernando Muslera’nın kapattığı köşeden tavana vurmayı tercih etti ve ligin ikinci yarısındaki jeneriklik gollerine bir yenisini daha ekledi. 

Beşiktaş’ın Şenol Güneş dönemindeki puan ortalaması, şampiyonluk için mücadele veren bir takım için gayet yeterli. Buna ezelî rakipler Fenerbahçe ve Galatasaray karşısında elde edilen net galibiyetler de eklenince her şey daha da yolunda gibi görünüyor. Buna rağmen Beşiktaş’ın oyununun seviyesi için aynı şeyi söylemek pek mümkün değildi. Dün akşam ise oyun olarak da çok tatmin edici bir maç oynadı Beşiktaş ve bu en az galibiyet kadar önemliydi.

Galatasaray ise şampiyonluk yarışında hâlâ büyük bir avantaja sahip. Hâlâ üç puan öndeler ve Fenerbahçe’yle ligin finalini kendi sahalarında yapacaklar. Ayrıca aralarındaki ikili averajda da Galatasaray’ın +3’lük bir üstünlüğü bulunuyor. Ama oyundaki bu kötü gidişat sürerse bir anda her şey aleyhlerine de dönebilir. Bu yüzden son beş haftada Okan Buruk’un dokunuşlarına ihtiyaç olabilir.

Onur Özgen/gazeteduvar