Ghezzal'ın ilk 11'de açıklanmasından sonra bir 'Grup Gündoğarken' şarkısı tadında hava esmeye başladı tribünde. "Ankara'dan abim gelmiş, evde bir bayram havası..." Tekrar sakatlanmaması en büyük dileğimiz... Dünkü G.Saray mağlubiyetinin de yarattığı olumlu havayla çıktı sahaya Beşiktaş... İlk 10 dakika itibarıyla yarı sahalarına kapandılar ama biz daha pozisyona giremedik.

Ghezzal'ı yakalamışken bütün atakları onun olduğu bölgeden başlatmak gibi bir düşüncede olmamız, rakibin işine gelmiş gibi durdu sanki... Öğretmen çalıştıkları yerden sormuştu yani!!!

Sahada gördüğüm kadarıyla yine iş bireysel performansa ve yeteneğe kalmış durumda... Niye söylüyorum bunu? Yarım saat, yarı sahada oynamamıza rağmen yaptığımız gelişigüzel, doldur boşaltlar, tek bir heyecana sürüklemedi bizi...

Yani akşam yorumlarında Şenol Hoca ilk yarım saati çöpe attı diyecekler!!! Allah'tan hafif orta saha makine ustalarıyla ileri uca şarj makinesi yolladık da tribünler bir anda elektriklendi... O iki dakikalık şarj, elektrik, baskı üçgeni gol getirdi... Postacı, Cenk'in ağzının içine top attı! Ve stat ayağa kalktı: 1-0... Soyunma odasında inşallah futbolculara enerjinin çok şey demek olduğunu anlatır Şenol hoca... Zira Şenol hocaya tribünler bunu net şekilde hissettirdi...

İkinci yarı başında, Beşiktaş kale direğinden dönen 25 metrelik top, yüreğimizi ağzımıza getirse de Aboubakar'ın daha uzak mesafeden attığı güdümlü mermi, içimizdeki çılgın çocuğu dışarı çıkarttı: 2-0. Oyun olarak memnun muyduk? Hayır... Ama stadyumdaki enerji mutlu ediyordu bizi... Aynı eskiden olduğu gibi... Takım kötü olsa da tribün ça-ça yapıyordu. 63'te oyuncu değişiklileri yaptı Şenol Hoca. Redmond-Maxim...

Daha tadımızı bulmadan da gol yedik zaten... Tabii yine fabrika ayarlarına geri döndük ve adamlara top oynama alanı açtık... 2-1'den sonra iki tane yüzde yüzleri var... Açık verdiğimiz alanlar belli olduğu halde önlem alınmaması ilginç değil mi sizce de? Zaten arazi arabasında değildik. En ufak tümsekte tökezliyorduk. 75 itibarıyla da resmen durduk... Tayfur'u oyuna alarak takımı biraz daha canlandırdık...

En başta da demiştim bireysel yeteneklerle maçı alabiliriz diye... Redmond, Haydarpaşa-Gebze treni gibi topu aldı, sahayı boydan boya geçti ve 20 metreden vurdu: 3-1... Maçı aldık, Fener maçı öncesi moral oldu ama Şenol hocanın takımdaki bu rehavet halini çözmesi lazım... Hadi hayırlısı...

Alen MARKARYAN / Akşam