2020 – 21 sezonunun zaten hakkımız olan son kupasını alarak muhasebe dönemi bitmeden yılı kapatmış bulunuyoruz hayırlı olsun. Hakkımız diyorum çünkü iki kupayı da almış takıma verilmesi gereken kupa idi bu oynanan. Hadi bize direkt verilmedi de birilerinin oyuncağı Antalya’nın oynamayı hiç haketmediği bir finaldi. Bari lig ikincisi ile oynayaydık. Neyse bu kadar eksik ile neden gidildiği kısmen bilinmeyen arap yarımadasında oynanılan saçma bir organizasyonda yine de kupa kaldırmak önemli idi.
Kupadan çok takip eden arkadaşlarımızın ısrarla söylediği Emirhan performansını görmek daha mutlu etti tüm Beşiktaşlıları. Şimdi dörtgöz ile 16 yaşındaki santrafor Semih’I bekliyorum. Tabi Azebeycan pasaportu olan ve Ajax maçında süre almış Berkay da beklediklerim arasında. Daha da saymadıklarımız var. Şimdi bütün bunları görünce bu seneyi nadas yılı olarak görmek belki önümüzdeki 5 senenin kurtuluş reçetesi olarak kabul edilebilir. Hal böyle olunca da en azından bu çocukların sahada oynadıkları oyunda rahat etmelerini sağlayacak dış sesin Önder hoca olması da en mantıklısı gibi geliyor. Ligde 10 uncu olmuşsun 5 inci olmuşsun önemli değil bundan ziyade kısa yoldan Avrupa hedefi olan kupaya konsantre olup uzun lig maratonunda tecrübesiz gençlere forma vermek harika olur. Gönül isterdi regista pozisyonunda çok şey beklediğimiz Kartal’ın da Pjanic abisinin yanında staj görmesi ama şampiyonluğa giden Ümraniyespordan kopartmak çok zor. Seneye 4-5 altyapı oyuncumuzun ilk 11 başlayabilir olmasını hayal etmek çok müthiç kanımca.
Dünkü maç ile ilgili, Emirhan’nın yanısıra Montero performansı etkileyici idi. Alex ve Batshuayi ile ilgili sıtkım sıyrılmak üzere. Özellikle santraforun bu kadar kapasiteli olup da bu kadar acemice işler yapmasını gerçekten anlamıyorum. Alex’in ise Liverpool radarına nasıl girdiğini gerçekten merak edyorum. Gerçek mi yoksa marketing mi soruları da aklımda. Bireysel olarak bir de Welington performansı beni çok mutlu etti. Böylece Serdar’ın devamlı oynaması için herhangi bir soru işareti bırakmadı Brezilyalı. Önder hocanın normal sürenin son 5 dakikası ve uzatmanın tamamında 3’lü ye dönmesi ayrı bir heyecan kattı. Belki de önümüzdeki sezon bunu oynayabiliriz. O zaman belki Alex performansında (önü ikileyerek) bir artış olabilir.
Son olarak Trabzonspor’un (doğal olarak da biraz GS) resmi yayın organı olan yayıncı kuruluşun elemanlarının maçı anlatım tarzlarından bahsederek bitireyim. Kimin ne içtiği yada içmediği beni yada bir başkasını ilgilendirmez. Ama anlatan 2 maaşlı görevli o kadar saçmaladı ki ve belli ki o kadar tepki geldi ki kendilerine, arkadaşlardan biri çay içtiklerini açıklamak zorunda kaldı. Spiker görevindeki arkadaş en son Umut’a (okunuşu ile) Cozıf derken koptum ben. Sonra yanındaki yorum yapan arkadaş sanki futboldan anlamayan, halden direkt gelen bir kabzımal. (Çok önemli bir meslektir kesinlikle aşşağılamak için kullanılmamıştır. Çok sevdiğim kabzımal arkadaşlarım var. Herkes işini yapmalı aslında).. Ama yorumcu arkadaş kırmızılı takımı tuttuğunu o kadar belli etti ki penaltılar sonrasında çok incindi. Her pozisyonda kırmızılı takım hakkında destek mesajı vermek o kadar komikti ki eminim ekran başındaki Beşiktaşlılar çok kibar kelimeler ile alkışlamışlardır bu zatı. Neyse ama bu sene onların senesi. Kendilerine tut dedikleri destekleyeceksiniz dedikleri kulüp şampiyon yapılıyor. 1 sene olurlar bilemedin 2 sene olurlar. Ama Beşiktaş adamı hep dün akşam ki gibi incitir, üzer, çürük meyve sebze gibi kasanın dibine iter.