Demirtaş'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

ARTIK ORADA TEKNİK ADAMIN FUTBOL FİKRİ DEVREYE GİRİYOR

Beşiktaş'ın ana planı, bazen galibiyet için çok geçerli akçe olmayabiliyor. Ama seni tabelada çoğu rakibe karşı öne geçirir. Yani karşı pres, yakaladığın topla hızlı bir şekilde rakip kaleye inme. Tabelada avantajlı hale gelirsin... Beşiktaş zaten özellikle ilk yarılarda bunu yapıyor. 

Ama önemli olan maçı o şekilde bitirmek. Yani o skoru aldıktan sonra maçı bitirebilmek. Artık, orada bir teknik adamın futbol fikri devreye giriyor. Her teknik adamın kazanmak için bir tane oyunu, bir planı oluyor zaten. Kimisi bekleyerek, ani çıkışlarla bunu yapmaya tercih ediyor. Kimisi ''Önde baskıyla, oyunun hemen başında skoru alayım ondan sonra zaten skoru korurum'' fikrinde oluyor. Sonuçta herkesin o tabelayı bozmak için güçlü bir fikri var. 

İSTANBULSPOR'A KARŞI OYUNU TUTAMADI

Mesela Jorge Jesus'un, ayrıca duran toplarla ben o tabelayı bozacağım gibi bir planı var. Evet, Valerien Ismael'in de planı var. Ve o planı işledi de... Ama İstanbulspor gibi gayet mütevazı oyuncu grubundan kurulu bir takıma karşı bile oyunu tutma, oyunu ele alma yani ''Bu sahada ben varım, bu sahada Beşiktaş var'' fikrinde hala görmedik. 

O SABRI GÖSTERTECEK BİR OYUN FİKRİ HALA YOK

Ben uzun zamandır, birçok teknik adam için sabırlı olunması taraftarıyım.  Ama bunun için sahada gerçekten ideal bir teknik adam fikri görmemiz lazım. Hani bir kumaşı olacak. O zaman diyeceğiz ki ''Ya tamam, bu oyun oturması için daha zamana ihtiyacı var.''

Ama şu an Beşiktaş'ta özellikle topu alınca ya da skorda öndeyken, zamana ihtiyacı olacak, o sabrı gerektirecek bir oyun fikri hala yok. Fikir yok diyorum. Hani, sonuç almayabilirsin ama sahada bir şey vaat etmen lazım. 

BILIÇ'İN BEŞİKTAŞ'I TOTTENHAM DEPLASMANINDA 20'DEN FAZLA ŞUT ATMIŞTI 

Mesela Slaven Biliç'ten örnek vereyim.

Biliç'in Beşiktaş'taki döneminde ciddi ciddi puan kayıpları yaşıyordu ligde. Ki o zaman stadı da yoktu. O nedenle iç saha maçları gerçek bir iç saha maçı olmuyordu. Ama önemli puan kayıpları yapıyordu.

Ama bakıyordum; bir futbol fikri var.  Topu önde kazanıyor, topu önce bir çeviriyor, rakibi genişleterek hücum yapıyor. Bir fikir var yani... Oyunu domine ediyordu. Slaven Biliç'in Beşiktaş'ı oyunu domine ediyordu. O zaman diyordun ki Beşiktaş zaten bu tatta oynar. Belki zamanla gelişebilir. Daha sonra stadı açılır, kadro biraz daha derinleşir vesaire. 

Mesela öyle bir fikrin varken sonraki zamanlarda şöyle maçlara da tanık olabiliyordun... Tottenham deplasmanında Beşiktaş 20'nin üstünde şut atmıştı. Benim, bir Türk takımında performans olarak gördüğüm en acayip maçlardan bir tanesiydi. Beşiktaş, Harry Kane'li Tottenham'a karşı tek kale oynamıştı. Böyle şeylere de tanık olabiliyorsun. 

SORUN KEŞKE SADECE PUAN KAYIPLARI OLSAYDI

Mesela Valerien Ismael'de gelecekte böyle bir ışık görüyor muyum? Maalesef yok. Sorun keşke sadece puan kayıpları olsaydı. Zaten puan durumunda da öyle bir sorun yok bence.

Şu an puan durumuna bakıldığında, Beşiktaş'ın çok ahlar vahlar durumu yok. Ama oyun fikri açısından problemli bir durum var. Yani malesef 'Böyle devam etmez görüntüsü' daha fazla.