Korona illetinin takım kurduğu, ya da kurdurtmadığı diyelim de fiyakalı olsun... Öyle bir maça çıkıyoruz. Kalede genç Utku var. Defans hattı tam koronazede! Bundan mütevellit arka tarafta Montero, Rıdvan, Necip ve Dorukhan’ı görüyoruz. Gayrısı bildiğiniz gibi... İlk 15 dakikalık bölümde terzinin, Josef ve Atiba’yla çift dikiş orta sahası, top göstermedi Başakşehir’e... Bu minvalde Mensah’ın bu ikilinin açtığı alanlarda devamlı şut çekmesi gözlerden kaçmadı. Bir de kaleyi tutsa! Aboubakar’ın geriden atılan toplarda iki defa rakip defansın arkasına sızması çalışılmış derslerdi. Göze hoş geldi. Takımın diri olması, ilk toplara basışı, belli bir plana bağlı kalarak oynaması umut vericiydi. Bir de mevzuyu skora bağlasak... Sergen Hoca’nın sarı kart görmesine sebep pozisyonda, hakeme kim sarı kart gösterecek mesela... Zaten o sarı kartın acısını Atiba, arka direğe atılan topta, arka direkte biterek çıkardı. Beşiktaş gümbür gümbürdü, çağlayanlar gibiydi. Bu gece akıyor derler ya öyle! İlk golü atan Atiba, ikincinin asistini yapıyordu ki kendisini ayakta alkışlıyordum: 2-0. Son yarım saate girdiğimizde skoru koruma dürtüsüyle oyunu geride kabullendiğimizi gördük. Bu zaman diliminde genç Utku’nun yüzde 100’ü kurtarmasını, hakemin rakip lehine önce penaltı verip sonra vazgeçtiği bir türbülansı yaşadık. Başakşehir’in baskıyı artırdığı bu dakikalarda bir şeylerin değişmesi gerekiyordu. Daha Ljajic’le Gökhan oyuna girecekti ki, penaltı geldi. Mehmet Topal ihraç oldu, Aboubakar 3’ledi. 2 gol yemesine rağmen genç Utku harikalar yarattı. Yine yüreğimiz ağzımızda bir maç seyrettik. Buradan yola çıkarak böyle bir başarıyı haftaya da bekliyoruz. Sonra ver elini Meksika!