Hiç düşündünüz mü; dolandırıcılık konusunda nasıl oluyor da sınır tanımıyoruz?
Bunca yaşananlara rağmen hala, soyup soğana çevirenler ortalıkta cirit atıyor.
Dolandırılanlar öyle, böyle insanlar da değil.
Kamuoyuna malolmuş ünlüler de hiç eksik olmuyor.

Telefonuna, bakanlıktan uyarı SMS gelmeyen yoktur.
"Sizi savcı, polis, jandarma gibi arayıp para talep edenlere itimat etmeyip, en yakın güvenlik birimlerine başvurun" diye.
Gerek yurt içinde, gerek yurt dışında, akla hayale gelmeyen yöntemler ile yapılıyor bu işler.

Son olarak gündeme gelen olay 90 milyon dolara yakın dolandırıcılık.
İddialara göre; Fatih Terim, Arda Turan, Muslera, Semih Kaya, Hamit Altıntop, Emre Belözoğlu, Cenk Tosun.
İş dünyasından Tayfun Demirören, Abdurrahim Albayrak, Serdal Adalı, Acun Ilıcalı...
Sanatçılardan Serdar Ortaç, Hakan Altun, Ebru Gündeş gibi isimler varmış!
Mış diyoruz, ortalıkta dolaşan bir çok kişi adları mevcut.Savcılık talimatıyla süren adli işlemlerin tamamlanmasıyla kesin liste ortaya çıkmış olacak.

ATEŞİ TERİM YAKMIŞ

Spor alanı bu saadet zinciri halkasına nasıl eklenmiş oraya odaklanalım dedim.
Şöyle bir kulak kabarttım.

Bahse konu Denizbank. Ancak iddia edilen banka üstünden işlem yapılmıyor. Banka çalışanı Seçil Erzan isimli şube müdiresi, Off-Shore sistemi ile döviz bazında paralara yüksek gelir garantisi teklifini sunuyor.
Fatih Terim ilk tuzağa düşen isim.
Radara yakalanmış yani.
Bir milyon dolar veriyor.
45 gün sonra, 32 bin getirisi oluyor..
Ana para arttıkça gelirin katlanacağı belirtiliyor. Terim, bir, iki, üç derken, çift haneli rakamlara geçiyor.
Kağıt üstünde söylendiği gibi sözde gelir katlanıp gidiyor.
Boşluğa doğru ilerliyor.

Böyle yüksek getiri olunca sağa sola haber salınıyor. Futbol dünyasından ilgi başlıyor.
Öyle ya; bir koy, bin al.
Kısa yol değil, kestirmeden köşe dönmeler hesaplanıyor.
Tutuklanan Erzan, çakma banka dekontlarını Whatsaap üstünden atarak, durumu kimseye çaktırmıyor.
87 milyon dolarlık inanılmaz vurgun yapıldığı ileri sürülüp olay resmî makamlara intikal ediyor.
Bu kez; ballı, kaymaklı Off-Shore hesapları gidiyor.
Yarine "Ahh, vahh yandım anam" şekline dönüşüveriyor!
Zira bahsedilen rakamlar uçuk.
Terim: 10 milyon dolar
Arda: 8 milyon euro
Hamit: 4 milyon euro
Emre: 1.5 milyon euro
Semih: 1 milyon euro
Cenk: 500 bin euro

Listeler kabarık. Tuhaf. İlginç.
Şunu da hemen belirtelim. İsmi geçen kişi ve kurumların bu iddialara yanıtı olursa ki, olmalı. Harfiyen köşemize taşıyacağız.

Benim anlamadığım şu; daha Tosuncuk’un Çiftlikbank olayı hafızalarda tazeliğini korurken bu ne iş?
Haa bu arada, özellikle üç büyük kulüplerde faal oynayan ve de oynamış olan bir çok isim, bu duruma inanmayıp geri durmuş. Bekle gör taktiği uygulamışlar.
3-5-2’den, dur, bak, dinle sistemine geçiş!
Onları tebrik etmek lazım.
Kimler mi..
Yine iddialara göre; Mert Günok, İrfan Can Kahveci, Tayfur Havutçu, Tugay Kerimoğlu, Kerem Aktürk, Okan Buruk, Hikmet Karaman, Emre Mor.

Akılları zorlayan ibretlik bir dolandırıcılık hikayesi daha.
Uçup giden paracıklar.
Bunca örneğe rağmen akıllanmayan, insanlar.
Hem de, çoğu ülkenin en üst düzeyinde olanlar.
Para, mal, mülk hırsı.
Aklın, mantığın önüne falan geçmemiş. Resmen tur değil, turlar bindirmiş.

Ya sevgili okurlar..
Para parayı çeker derler ya.
İnanmayın!
İşte örnek. Bu kez mıknatıs gibi çekme yerine; itmiş.
Hem de büyük servet gibi.
Size özel bir sır daha vereyim.
Futbolda büyük paralar dönüyor.
Futbolcu ve hocaların neredeyse tamamına yakını, para ile yatıp kalkarlar.
Cimridirler.
Parayı bulunca eş, dost ve akrabalardan uzaklaşırlar. Tanımazlar.
Böyle rant olunca bir araya gelirler.
Bu kez fena kapana tutulmuşlar.
Allah kurtarsın!
Şunu da ekleyip bitirelim.
Ülkemizde, dolandırıcılar daha çok enteresan işlere imza atarlar.
Sizleri duyuyorum!
Biz akıllanmayız.
Haklısınız.
Hem de çok. Yerden göğe kadar.

Şerafettin Tilki/yeniçağ