İnsan hayatı tesadüflerle doludur, ne zaman ne olacağınızı kestiremezsiniz... Virüs nedeniyle liglere ara verildi biliyorsunuz... Ne var ki, Milliyet yayın hayatını kesintisiz sürdürüyor. Eee bizler de gazeteciyiz, o sayfaları doldurmak, okuyucularımıza evlerinde ‘moral’ verici, yazılar yazmak zorundayız...

Spor müdürümüz Tayfun Bayındır aradı, “Sergen Yalçın dizisi istiyorum” dedi... Oturdum tabletin başına, üç gün süren bir diziye imzamı attım... Yaşanmışlıklar ve anılar ağırlıklı güzel bir dizi ortaya çıkardım... Diziyle ilgili yüzlerce övgü dolu geri dönüş aldım, mutlu oldum.

Dedik ya tesadüfler, şanslar, insanları bir yere getiriyor... Sergen Yalçın da bunlardan birisidir... Nasıl mı? Bakın, Beşiktaş’ı yakından tanıyan Atıf Keçeci ağabeyimiz var. Sergen Yalçın’ın bugünkü konuma gelmesinde onun müthiş katkısı bulunuyor... Dizide bu öyküyü atladım, ama yazılması gerekirdi, ben de bu köşeye taşıdım.

1983 yılı... Özkaynak sisteminin başında Atıf Keçeci var... Benzetme yerindeyse, ‘yıldız avcısı’ Keçeci... O sıralarda Keçeci’nin yolu maç izlemek için Ali Sami Yen Stadı’na düşer. Stat müdürü Hamit Kaşeli, Atıf abinin yolunu keser, sohbete girer... Kaşeli, “Yakın bir dostumun üç çocuğu var, büyüğü müthiş bir yetenek... Ne var ki, seçmelerde sınıfı geçememiş, bir şans daha verin çocuğa” diye ricada bulunur. Atıf Keçeci, bir kartvizit yazar Altyapı Sorumlusu Serpil Hamdi Tüzün hocamıza, o gencin bir daha denenmesini ister... Öyle de olur, o genç denenir, ertesi gün lisansı çıkarılır. Kim mi? Tabii ki Sergen Yalçın.. Ya Hamit Kaşeli’nin o ricası olmasaydı veya Atıf Keçeci devreye girmeseydi?

Durun bir öykü daha var... O yıllarda Milliyet sayfalarında amatör maçları da veriyordu...Sezon bitiminde yılın karmasını yapıyorduk. Avcılar’da oynayan genç bir golcü var, karmaya giren... 18 maç, 16 gol... Belki amatör, ama müthiş bir gol ortalaması... O sayfa Atıf Keçeci’nin gözünden kaçmaz, rahmetli Hasan Tutaş’ı arar, “Git, şu çocuğu bul getir” der... Geliş o geliş, o çocuk altyapıdan A takıma, oradan gol krallığına kadar giden bir başarı öyküsü yazar... Bu kim mi? Onun adı da Feyyaz Uçar... Sergen Yalçın kartvizitten, Feyyaz Uçar gazete kupüründen, yani yılın altın karmasından!