Dolmabahçe’de, kendi seyircisi önünde, maçın başlamasıyla rakibi baskı altına alan, pres yapan, pas yapan, rakibini boğan o bildiğimiz Beşiktaş, bu özellikleri maçın başında Konyaspor’da gördü. Maçın ilk 20 dakikası Konyaspor çok daha kollektif, çok daha istekli ve çok daha kontrollü oynadı. Topun hakimi tamamen Konyaspor’du -ki bu istatistiklere de topla oynama yüzdesi olarak 78 gibi net bir oranla yansıdı.

Konya topa sahip olmadı ilk yarı, topla oynadı.

Beşiktaş beklemediği bu baskı altında geriye yaslandı. Her zaman savunmaya öncelik veren Santos da bunu beklemiyordu bence.

Konyaspor, sanki kendi sahasındaymış gibi Beşiktaş kalesine o kadar özgüvenli geldi ki. Oyunun kontrolü tamamen Konyaspor'daydı bu dakikalarda.

Dönen toplar Konya'da kaldı. Defansta kademe Konya'da, organize oyun Konya'da. İstek-arzu Konya’da…
Bu oyunu sezona yaysalardı, ligde sıralamadaki yeri bu olmazdı. 

Beşiktaş 25 dakikadan sonra, taraftarın da etkisiyle bir ‘aydınlanma’ yaşadı ve bu dakikadan itibaren oyuna denge getirmeye başladı. Top kapmaya başladı. Oyuna ortak oldu… Artık Fernando Santos da bir aydınlanma yaşasın da takımın kimyasına yakışan oyunu oynatsın…

Beşiktaş oyunda dengeyi yakalayınca, Konyaspor kapandı ve kontratak aradı doğal olarak. Buna rağmen Beşiktaş yine organize bir atak oluşturamadı ilk yarıda.

Masuaku soldan basıyor, yapıyor ortayı. Bitti. Beşiktaş'ın birbiriyle bağlantı kuran bir oyun sistemi yok. Kopuk, organize atak yok. Pres yok. İstek yok. Coşku havası yok. Panik havası var.

Muci hızlı. Hareketli. Muci’yi tutmak çok zor. Rakip defansları çok yoracak.
Al Musrati kendinden emin ve düşünerek oynuyor. Sağlam basıyor ve oyuna yön verme kabiliyeti yüksek. 

Muci, Santos’u dinledi. ‘Vur emri’ni alan Muci, bu emri layıkıyla yerine getirdi. Kaleyi görür görmez çekti şutu. Her pozisyonda önce şutu düşündü. Belki iki pozisyonda şut yerine pası düşünseydi, sonuç daha farklı olabilirdi. Neyse ki bir şutu kaleciden dönüp, skora yazıldı.

Beşiktaş'ta duran top organizasyonları da çok kötü bu sezon. Bu maçta da bunu çoğu kez gördük. Ne kornerler, ne serbest vuruşlar verimli kullanılamıyor.

Sonuç olarak, kötü futbol, hedeflenen skor tabelalara yansıdı. Biz eski Beşiktaş’ı, iyi oyun, iyi skoru istiyoruz…

Ahmet İnce | Duhuliye