Demirkol'un sözlerinden öne çıkanlar şu şekilde:

BÖYLESİNE YÜKSEK KUR VARKEN ÇEKİCİ ORTAM HAZIRLAMAK ZORUNDASIN 

Hem Beşiktaş yönetimi hem de kulüplerin genel yönetimleri olarak belirtmek gerekirse; kulüplerinizi çekici yerler yapacaksınız. 

Hepimiz iş yapıyoruz hepimiz para kazanıyoruz. Para kazanmak için çalışıyoruz. Tabii ki keyif alıyoruz yaptığımız işten. Ama öncelikle para kazanıyoruz. Yanında da keyif alıyoruz.

Bu adamlar (futbolcular) evrensel işler yapıyor. Yapacakları işin dünyanın her yerinde karşılığı var. Aşçılar gibi. Dünyanın her yerinde yapabilirler. Avustralya'da gider oynar. Ben biraz Kanada'da oynayacağım der, gider orada oynar. İngiltere alıyorsa orada oynar. Istediği yerde yapabilir. Başka işlere benzemiyor.

Iyi yetişmiş eleman bunlar. Dolayısıyla önünde bu kadar fazla opsiyonu olan genç insanlara, hele de bu kadar kur problemi varken daha çekici ortam sunulması lazım. Yani, kurun iki ay sonra nereye gideceğini bilmiyorsun.

Senin şampiyonluk primin bile bir tane ortalama oyuncunun maaşı veya imza parası etmiyor...

BİR YERDEN PARA ALMAYA BAŞLADIĞIN ANDA TARAFTARLIK BİTER 

Sen kulübünü çok çekici bir yer yapacaksın. Adam sabah geldiğinde kendisini iyi hissedecek. Mutlu olacak, iyi para kazanacak vesaire vesaire. Sadece kendisi de değil... Ailesi kendisini iyi hissedecek, menajeri kendisini iyi hissedecek. Herkes kendisini iyi hissedecek.

Sen böyle yapmak zorundasın. İşte "Bize vefa borcu, filan..." Geçiniz abicim. Bir yerden, merhaba bir takımdan para almaya başladığın anda taraftarlık biter. 

OYUNCULARIN HER ŞEYİNİ ORGANİZE EDECEKSİN 

İkincisi; oyuncuların doğru menajerlerle çalıştığından emin olacaksın. Oyuncuların her şeyini organize edeceksin. Eğitimini organize edeceksin. Futbolcu olamazsa ileride ne olabilir, o tip opsiyonları açacaksın. Hepsini birlikte yapacaksın.

Ondan sonra, temel noktada; oyuncu en sonunda gitmek isterse gider ondan sonra. Yapabileceğin bir şey yok. "Bırakmasaydın!"... Gider.

Ama sen o noktaya kadar doğru kurgularsan kaybın az olur.