Beşiktaş kâbus gibi geçen bir sezonun ardından Ziraat Türkiye Kupası'nın kazanarak aydınlık bir şafağa uyandı. Avrupa Ligi biletini alıp yeni umutlara sarıldı. Favori gösterilen rakibi Trabzonspor karşısında şerefiyle oynayarak ve hakkıyla kazanarak kritik ve tarihi bir başarıya imza attı. Olimpiyat'ta hem Beşiktaşlıların hem de Trabzonsporluların tribünleri dolduran muhteşem enerjisiyle karşılaştım. Sahada ise Serdar Topraktepe'nin orta sahayı güçlü tutmak için Gedson- Musrati-Salih üçlüsüyle çıkması önemliydi. Üç gündür yayınlarda Beşiktaş'ın çıkış yolunun bu olduğunun altını çizerken dün bu dinamik yapının Trabzonspor orta sahasını ve oyun planını çökerttiğini net olarak söyleyebilirim. Bordo- mavililerin, ilk yarıda Eren'in uzun pası ve Onuachu'nun bireysel yeteneğiyle attığı gol dışında kayda değer pozisyonu yoktu. Beşiktaş daha istekli, daha organizeydi. 2. yarıda Beşiktaş üstünlüğünü sürdürdü. İkinci golü, Gedson'un geliştirdiği atakta dokunuşu kafayla Salih'in yapması oyunun özetiydi. Ghezzal'ın temposunun düştüğü anlarda 2-1'den sonra Rashica'nın alınışı doğru karardı. Sonrasında Muleka'nın yerine oyun Cenk'i çağırsa da Aboubakar girdi. Son dakikalarda Trabzon'un 2-2'yi bulması uzatmalarda Al Musrati'nin uzaktan golüyle hak edilmiş kupaya uzanması finale yakıştı. Beşiktaş ve Trabzonspor takımlarının karşılıklı tören öncesi geçit oluşturup alkışlaması kupanın en güzel anlarından biriydi. Teşekkürler Trabzonspor, tebrikler Beşiktaş…

Fatih Doğan/sabah