Ununu elemiş, eleğini asmış Beşiktaş'la, küme düşmesi kesinleşmiş Göztepe'nin zmir'de oynayacağı maça ne yazacaksın diye soracaksınız tabii... Futbolcunun iştahı, iş ahlakı ve 'önümüzdeki sene takımda kimler kalmak istiyor'a cevap bulabiliriz niyetiyle... E tabii Beşiktaş arması varsa bir yerde, mutlaka iki kelam edilir diye düşünüyorum. N'Koudou'yu ilk 11'de görünce 'Ismael Hoca'nın elinde hamle oyuncusu kalmadı' diye bir ince mırıldandım. Gazı kaçmış gazoz baloncukları gibi sahada uçuşan topçularla, pas vermek yerine bornoz cebi kadar ufak delikten gol atmaya çalışan Larin'in sıkıntılarındayız. Daha gol pozisyonu bile yokken Rosier'in iki ayrı davranış bozukluğundan sarı kartla oyundan atılmasını da ciddi problem olarak notlarımıza geçiyoruz. Ha ikincinin sarıyla alakası yok ama hakemlerin elinde b.k çuvalıyla dolaştığı yerde, sarı kartı olan birinin daha dikkatli olması gerekiyor değil mi? Sonra Larin'in Fenerbahçe maçının ikinci yarısının hemen başında yapması gereken vuruşu, Göztepe ağlarına yolladığı topta gördük. Tecrübe diyelim! 0-1. 10 kişi kaldıktan sonra bakkaldan açılmamış gazoz almış olacak arkadaşlar ki, 10 kişi kalmanın verdiği psikolojik direnç, Josef'in ayağından ikinci golü getirdi. Ismael'in kenarda ne yaptığını bilen ve kararlı, disiplinli duruşu hoşumuza gitmedi değil. Sonra 37'de 9 kişi kaldık. Josef kırmızı mı? Kırmızı. Lakin o kartı başka takımın maçlarında gösterebiliyor musunuz? Hayır! Ortalık çiftlik yani anlayacağınız. Maalesef hikâyemiz bu! İkinci yarıda takımın santrforu Batshuayi'yi oyuna alsak bile haliyle tamamen kapanan bir Beşiktaş vardı sahada Mücadele gücünü ve pozisyon bilgisini sınıyorduk ve bu da bir tecrübeydi. Bir ara Beşiktaş ceza sahası içi, geçen sene Marmara'daki müsilajı andırıyordu. Kale arkası, ne varsa sahaya atmıştı. Göztepe de 10 kişi kaldığında Jahovic, Beşiktaş'a gösterilen 2 kırmızının faturasını ödüyordu. Lakin küme düşmüş Göztepe'nin meslektaşlarına bu kadar kinle devamlı vurmasına da bir anlam veremedik. Ve Göztepe, 9 kişi kalmış Beşiktaş'a karşı gol pozisyonuna dahi girmezken niye küme düştüğünü de bir anlamda beyan etmiş oluyordu. Alen MARKARYAN / Akşam