Cemal Ersen'in açıklamaları şu şekilde:
Hafta başında ülke olarak tarifsiz bir acı yaşadık.
Bolu Kartalkaya’ya sömestre tatili için kayak yapmaya giden çocuklar, gençler ve aileleri yüzyılın en trajik yangınında yaşamlarını yitirdi.
Canımızı yakan diğer konu ise, toplum olarak bizi biz yapan değerlerden uzaklaşıp facia üzerinden ayrışmamız oldu.
Yaşamımıza girdiği günden beri sosyal medyanın duygudan ve maneviyattan yoksun, tamamen görgüsüzlük ve maddiyat üzerine kurulu düzenine hizmet eden trol zihniyeti; felakete neden olan sorumluluların tespiti aşamasında basiretsiz ve insafsız iddialarla 78 canımıza saygısızlık etmeyi becerdi.
Küle dönen otelin yanı başındaki tesislerde, insanların hiçbir şey yaşanmamış gibi kaymaya devam etmeleri de vicdanları sızlattı.
Futbol camiasından ise iki örnek kazındı zihnime;
İlki Beşiktaş Kaptanı Mert Günok’un Athletic Bilbao galibiyetinden sonra takımı üçlü çektirmek için tribünlere çağıran taraftara, “Bugün yumruk yok. Ole yok. Sevinç yok. Tamam mı? Sadece alkış var” diyerek uyarması ve Bolu faciasında kaybettiğimiz insanların anısına saygı göstermesi idi.
İkincisi magazin sayfalarına düştü. Galatasaray’ın golcüsü Osimhen’in “ulusal yas” ilan edilen gün, gece kulübüne giderek arkadaşları ile eğlenirken, gazeteciler tarafından görüntülenmesine verdiği tepki.
Ne düşündüğünü veya hissettiğini sorgulamıyorum. Kendi tercihidir.
Ancak fotoğrafını çeken meslektaşlarımıza saldırdıktan sonra görüntülerin silinmesi için rüşvet teklif etmesi, yaşadığı pişmanlığı ve ruh halini anlatmaya yeter sanırım.
Milliyet