Son beş maçtır kazanmaya hasret olan Beşiktaş, “çıkış maçı”nda Fenerbahçe’ye karşı öyle güçlü bir karakter ortaya koydu ki, herkesin takdirini kazandı. Hem de “emanetçi” hocasıyla. Helal olsun.
İtiraf edelim son haftalarda hiç bu kadar coşkulu, istekli, hırslı ve mücadeleci bir Kartal seyretmedim. Bu değişimin kahramanı hiç şüphesiz farklı olmayı hedefleyen Serdar Topraktepe’nin bütün takıma yansıyan o yüreğindeki kocaman cesaret, kararlılık, amaçlı hamleleri ve “Biz Beşiktaş’ız pes etmeyiz” diyen güçlü dik duruşuydu.
Svensson yıldızlaştı
Doğrusu… On birler açıklandığında Beşiktaş’ın savunmasını görünce dedim ki; Fenerbahçe Teknik Direktörü Mourinho’ya “Karşınızda nasıl bir savunma hattı olsun istersiniz?” diye sorsalar herhâlde Topraktepe’nin seçtiği Svensson, Talha, Emirhan ve Masuaku dörtlüsünden daha iyisini hayal edemezdi.
Niye? Fenerbahçe’nin öndeki Oğuz, Tadic, Maximin ve en uç adamı Dzeko’dan oluşan hücum timi kağıt üstünde yün çırpar gibi çırpardı bu savunmayı.
Nitekim ilk 10 dakikada biri Emirhan’ın çizgiden çevirdiği top olmak üzere iki net pozisyondan Fenerbahçe yararlanamadı.
İmmobile saç baş yoldurdu
“Serdar Hoca, niye böyle bir seçim yapar?” diye düşünürken bir de ne görelim. Top Beşiktaş’a geçtiğinde Salih geriye, Svensson bekten öne çıkarak araya paslarla Beşiktaş’a akıllıca pozisyon hazırlıyordu. İlk yarıda Beşiktaş bir pozisyon yakaladı ki; İmmobile ve Rafa Silva gibi iki dünya yıldızı o topu nasıl gol yapamadı hâlâ anlayabilmiş değilim. Neyse Livakovic’in büyüklüğü diyelim. Ama o da Chamberlain ustalığıyla düştü.
Özetlersek Beşiktaş yönetimi artık sağda solda hoca aramayı bıraksın ve bir an önce Serdar Topraktepe ile sözleşme yapsın ki milyon avrolar kasada kalsın.
Maçın adamı: Svensson
Türkiye Gazetesi/ Hasan Sarıçiçek