Ülkeler arasındaki problemi öngörüp o torbanın içine Tel Aviv'i sokmamalıydı UEFA... Büyük bir yanlış yaptılar. Bile bile polemik ve kaos istediler. Hem maddi hem manevi zararı var Beşiktaş'ın...

Bari şu maçı alalım da içimiz biraz soğusun. Takımda Bronckhorst'un öngördüğü bir değişiklik yok.

Son 10 haftada oynadığımız 13-14 kişiden 11'i sahada! 6 dakika oldu maç başlayalı ve biz hâlâ kaleye gitmedik. Arkada durmayı yeğliyoruz, her nedense...

Hocanın bir bildiği var diyeceğim ama 9. ve 10. dakikalarda adamların iki yüzde yüzlük pozisyonu var... 16'da Paulista'yı gazi verdik... Lifi attı, kası yırtıldı, neyse ne?! Yazık valla ya...

23'te gol yedik... Masuaku tren hattı açmış kendine. Gelen geçen orayı kullanıyor! Yol geçen hanı derler ya, öyle... Valla işimiz var bunlarla bizim ha!

Tabii bu arada, 25 dakikayı tamamladığımızda yan yana iki pas yapıp kaleye inmediğimizi belirteyim. Buna karşın, adamların elini kolunu sallayarak ceza sahamızda cirit atması inanılır gibi değil. Takım o kadar dağınık ki...

Mesela önde pres yapacağız ve top almasınlar diye adam paylaşacağız ya, 10 metrekarede bir adam mutlaka unutuluyor... Şaka gibi ya!

Şaka olmayan tek adam var, o da Rafa Silva... Rakibin önde top kaybını, yarı sahamızdan aldığı pasla çabuk, hızlı ve kendinden emin bir koşuyla yaklaşık elli metre top sürerek kaleciyi de karşısına alıp köşeye bıraktı... 1-1...

İlk yarının son beş dakikasında iyi işler yaptık da, soru şu: Madem böyle oynuyordunuz, 40 dakika neyi beklediniz arkadaş?!!! Aynı Bronckhorst'un "iyi oynadık" dediği Frankfurt maçı gibi oldu... "İyi oynuyoruz" derken gol yedik!!!! 1-2...

İkinci yarıya bir kamyon adam değiştirerek başladık... Salih, Tayyip Talha ve N'Dour... Üçü birden dahil oldu oyuna. Adamların hocası "Sen oyun kurma!" diye önde yedi kişiyle baskı kurdurtuyor. Sen oradan bir şekilde çıkıp arkada kalan boşluğa sızamıyorsun...

Vallahi çok garip... Top bizim ayağımızdayken sanki büyülenmişiz gibi uçup gidiyor. Topçular afyon yutmuş gibi sanki... Sanki pranga var ayaklarında bizimkilerin... İnanılmaz... Acilen bu ölü toprağını atmamız, bir an evvel silkelenmemiz lazım...

Orta saha ilk yarıya oranla daha canlı diyebiliriz ama tabela yapamıyoruz... Futbol beynine ihtiyacımız olan bir süreç yaşıyoruz...

Semih'in ayağında bu kadar top tutması anlamsız, çok pozisyon yiyor... Daha seri olması lazım... Gelişine vurduğu topta da penaltı kazandık zaten... Ciro yine kaçırdı penaltıyı... Vallahi takım büyülenmiş...

Gol atıyoruz, milimetrik ofsayt; penaltıyı atamıyoruz, Paulista maçın başında sakatlanıyor... İllallah yani, ha! Topu ayağına alanın bir saat beklediği bir ortamda 3. golü yedik... Emirhan, Semih, Masuaku...

Zamklı top bulmuşlar kendilerine! Çerden çöpten bir pozisyon için beş dakika oyunu durduran hakem efendi, 3. gol öncesi yüzde yüz faul olan sahneye oralı bile olmadı...

Bir de üstüne en az 7-8 dakika olması gereken uzatmaya 5 dakika eklediler... Bu hakemlerin hepsi aynı familyadan herhalde! Yok abi, biz başka bir şey yaşıyoruz...

Normal değil bunlar...

Akşam/ Alen Markaryan