Sizin için içilen rakılara-biralara, kesilen kavunlara-karpuzlara, söylenen marşlara yazık. Daha önemlisi sizin için harcanan zamana yazık çünkü sizler futbolun katilisiniz!

Çok mu abarttım? Hiç sanmıyorum zira BeşiktaşFenerbahçe derbisi yerine Sadri Alışık’ın ‘Ofsayt Osman’ filmini izleseydim hem daha keyifli dakikalar geçirirdim hem de futbol izlence tutkum körelmezdi ve de daha az ‘ofsayt’ pozisyonuna tanıklık ederdim…

Kötü Beşiktaş, kötü Fenerbahçe… Sanırım önce kulüp başkanlarına sormalı; milyon dolarlar harcayarak batırdığınız kulüplerin takımlarının ve başlarına getirdiğiniz teknik adamlar bunlardan ibaret mi? Yılmaz Vural’ın suçu ne? Karın tokluğuna çalışmaya arzulu oluşu mu? Takımları mevcut teknik direktörlerinden daha kötü oynatması olası mı? Bir takım bundan daha kötü nasıl oynatılabilir ki? Sen arka sıradaki orta boylu yanıt ver! Tısss…

Balkanlarda sıradan ikinci lig maçı mı izledik yoksa adı ‘Süper’ olan ligdeki derbi mücadelesini mi? Üstüne üstlük en ‘değerli’ kadroları… Fenerbahçe’de sadece Enner Valencia gerisi olsa da olur, olmasa da. Beşiktaş’ın durumu ise vahimden de öte… 8 oyuncusu İngiltere Premier Ligi’nde gelmiş, bana göre; teknik direktöre gerek bile yok. Kendi aralarında taktik belirleyip saha çıksalar çok daha becerili olacaklarından kuşkum yok. Ama olmaz çünkü futbol hiyerarşisinde köprü başındakiler gelenden paylarını alacaklar! Başarı asla kıstas değil. Hatta bazıları sahaya sürecekleri kadroları başkanlarına danışmak zorunda!     

Uzun ettik! Laf aramızda geçenlerde birisi Jean Tigana’ya demiş ki; “Beşiktaş’ta Valerien Ismail’in geleceği pek parlak değil.” Fransız teknik adam yanıt vermiş, “O futbolu bırakmadı mı?” Hikâye bundan ibaret…

Beşiktaş’ın bir Fenerbahçe derbisinde bundan daha kötü futbol oynadığını anımsamıyorum, ki Fenerbahçe için de geçmişteki farklı yenilgilere karşın aynı şey geçerli. Bir yanda Valerien Ismail diğer yanda Jorge Jesus… Ahhh Yılmaz Vural ahhh!

Beşiktaş’ta Romain Saiss ile Tayyip Talha dışında kim ne oynadı? Bir de Rachid Ghezzal’ın oyuna girmesinin ardından kendine gelen Valentin Rosier… Belli ki Dele Alli futbol oynamaya değil bir huzur almaya gelmiş İstanbul’dan. Ama bizler ‘köylü kurnazlığına’ sahip ‘cin gibi’ bireyleriz üstelik her birimiz! İngilizlerin kurtulmaya çalıştığı futbolcudan ‘kurtarıcı’ olmasını bekleriz. Daha çok beklersiniz!

Neyse ki gazeteler öldü internet medyası doğdu. Yoksa bu futbol, bu futbolcular ve bu teknik adamlar için harcanacak kağıda, matbaa mürekkebine, dağıtım elamanlarına yazık olurdu… 

Asena ÖZKAN / T24