Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında son yıllarda oynanan derbiler gerilimden uzak, ebedi dostluğa yakışır kalitede oluyor. Dün de istisnalar hariç oyuncular, birbirleriyle de, hakemle de didişmediler. Kenardaki teknik adamlar ona keza. Giovanni'nin kimyasını bozduğu Beşiktaş'ın toparlanması için bu maçı kazanması gerekiyordu. Serdar Topraktepe forvet arkasında baklava dilimi yaptı!. Salih, Al Musrati, Rafa ve Gedson baklavanın uzak ve yakın köşeleriydiler. Bu dizilişe alışık olmadıkları için Gedson ve Rafa önde kaldıklarında Fenerbahçe iyi ataklar geliştirdi, net pozisyonlar buldu. Kah Dzeko atamadı, kah Mert kurtardı, kah top direkten döndü. Maçın geneli denk güçlerin mücadelesi şeklinde geçti. İkinci yarının ortalarından itibaren tribünü de arkasına alan Beşiktaş, Fred'in yorulması, Tadic'in belli metrekarenin dışına çıkmaması ve son haftaların yıldızı Oğuz Aydındın'ı tutuk olması nedeniyle üstünlüğü ele aldı. Gedson ve Rafa'nın taşıdığı toplarla rakip kale önüne yerleşen Kartal Rashica'nın etkisizliğine rağmen, Swensson'un desteğiyle sağ taraftan da baskı uyguladı.
Önce duran topta Rafa'nın, sonra kenar ortada Masuoaku'nun denediği, altı pas üzerine yerden gönderme işini bu kez soldaki Chemberlain üstlendi ve ip gibi giden top İmmobile'nin dokunuşuyla ağlarla kucaklaştı. Çalışılmış gibiydi sanki!.. Golden sonra Serdar hoca Rashica'nın yerine Muçi'yi alıp doğru bir karar verdi. Nitekim Muçi ikinci topla buluşmasında kaleci Livankovic'le karşı karşıya kaldı ki, onu atması lazımdı. Hakem Mehmet Türkmen genelde iyi bir yönetim gösterdi ama son dakikada faul olmayan pozisyonda verdiği karar Gedson'un atılmasıyla sonuçlandı ki, bu kesinlikle yanlış bir karardı. Ortada faul falan yoktu. Sonuç olarak Kartal'ın dirisi de, ölüsü de Kartal'dır vesselam...
Fotomaç/ Turgay Demir