Mitolojide çok bilinen bir Pandora hikayesi vardır. Güzel Pandora, Zeus tarafından Epimetheus'a hediye olarak sunulur. Oysa gerçekte o bir hediye değil, güzellik perdesinin ardında insan türüne gönderilen cezadır. Pandora'nın düğün hediyesi olarak taşıdığı kutunun içinde insanlığa zarar verecek en büyük kötülük ve ızdıraplar bulunmaktadır. Pandora evlenir ve Zeus kutuyu açmasını emreder. Pandora kutuyu açınca tüm kötülükler Dünya'ya yayılmaya başlar. İşte o misal, futbol camiasındaki tüm kötülük ve ızdıraplar birer ikişer ortaya dökülmeye başladı. Yumruklanan hakem mi istersiniz, sahadan çekilen takım mı? Süper Kupa için cümle âlem Riyad'a kadar gidip maçı oynamadan dönmemizi mi ya da Trabzon'da yaşanan olayları mı? Hangisini sayalım? Normal şartlarda her biri ayrı ayrı kelle alacak skandallar sadece bir sezona sığıverdi. Son olarak hakemlerin değerlendirme toplantısı da ifşa olunca, "acaba daha neler göreceğiz?" diye düşünmekten alamadım kendimi. Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarında skora doğrudan etki eden hataları 90+1 programında Erman Hoca ile konuşmuştuk. Söylediklerimiz aynen tekrar edildi. Benim takıldığım nokta ise başka oldu. Hakemlerin edilgen kişilikleri, VAR'dan icazet alırcasına konuşmaları, futbolcuların itirazlarına göre karar vermeleri… Hakemlik müessesesi adına üzüntü verici diyaloglardı. Velhasıl futbolumuzda nereye elinizi atsanız orada kalıyor. Sezon sonuna kadar Allah bilir, daha neler yaşayacağız? Pandora'nın kutusu açıldı bir kere!

ZAFERİN RENGİ SOLMASIN
Yakın zamanda sinemalarda gösterilen Zaferin Rengi filmi, Kurtuluş savaşı günlerinde düşman kuvvetlerine karşı örgütlenen direnişçilerin Anadolu'da başlattıkları mücadeleyi, futbol tarihimize altın harflerle yazılan General Harington Kupası efsanesinin etrafında anlatan bir kahramanlık hikayesiydi. Fenerbahçe'nin salı günü yapacağı Olağanüstü Kongre öncesinde aklıma ister istemez bu film geldi. Öncelikle bazılarının düşündükleri gibi Ali Koç ve yönetim kurulu blöf falan yapmıyor. Hafta içinde camianın ileri gelenleriyle bir araya gelinen istişare toplantısında "bu sürecin mutlaka bir sonucu olacak" diyerek üç seçenek sunuldu. Alt lige düşmek, yurt dışında futbol takımı almak ve futbol faaliyetlerine son vermek. Hepsi de kulağa çok üzücü geliyor. Elbette bu noktaya durduk yere gelinmedi. Ama sadece futbolumuzun değil, ülke tarihimizin önemli bir parçası olan Fenerbahçe kulübünün örneğin Belçika Pro ligindeki Westerlo takımını alıp, orada mücadele ettiğini düşünsenize? Bu kararı "Zaferin Rengi" filmindeki kahramanlara anlatabilir miydiniz mesela? Onlar "mücadelenin" ne demek olduğunu bedel ödeyerek göstermediler mi? Gündemdeki üç seçenek de bırakın futbolumuzu, toplumsal birlikteliğimize zarar verir. Peki, yıllardır futbolda "ötekileştirilen" Fenerbahçe'nin uğradığı zarar ne olacak derseniz? Onu da mevcut yönetim ve camianın ileri gelenleri devlet büyüklerine anlatacak. Çare beklenecek, çözüm yolları gösterilecek. Uzun lafın kısası mücadele hiçbir şekilde bırakılmayacak. Bunun için tarihe bakmak yeterli.

BALAYI BİTTİ
Vincenzo Montella, Stefan Kuntz'un ardından sempatik kişiliği, bizi çok daha iyi tanıması ve ofansif futbol anlayışıyla futbol kamuoyuna sempatik gelmiş, saha sonuçları da iyi olunca ciddi bir kredi kazanmıştı. Ancak canım, cicim dönemi sona erdi. Önce yoktan yere Semih krizi nedeniyle darbe yedi. Hem Semih refüze oldu, hem de Montella'nın sempatik kişiliği ve adalet terazisi zarar gördü. Bu arada A Milli takım 2 maçta bir penaltı golü bulabilirken, Semih Ümit takımda iki gol atınca eleştiri dozu daha da arttı. Avusturya maçındaki hezimetin ardından oyuncu seçimi, oyunu okuması ve teknik adam becerileri konusunda da hedef haline geldi. Euro 2024'e iki ay kalmışken ideal 11'in temellerini atması gerektiğini kavramaması cabası oldu. Abdülkerim'in kenarda oturduğu, sağ bek oynayabilecek Kaan'ın sol stoperde görev yaptığı, sağ bekte kullanılan Mert'in solda oynayabilme becerisi varken Cenk'ten ısrarla sol bek yaratma çabasına girildiği bir ortamda belli ki kafalar iyice çorba olmuştu. Üzerine bir de menajer dedikodularının çıkması tam tuzu biberi oldu. Avusturya'dan 6 gol yemek sıradan bir sonuç değildir. Montella kadar, bazı futbolcuların da kendilerine çeki düzen vermesi şart. Gürcistan dahil, grubumuzdaki herkes şu görüntümüzden dolayı ellerini ovuşturuyordur. Anlayacağınız cilamız döküldü. Balayı bitti, bari evliliği kurtaralım.

Ender Bilgin | Fotomaç