Pusula

Öncelikle başta Ebrar Karakartal pardon Karakurt olmak üzere tüm kızlarımızı tebrik ederim. Tabi ki milli maç bu takım farketmez ama Ebrar’ın bende yeri ayrıdır. Büyük Beşiktaşlıdır. Boş takım tutmaz. Tabi Eda’ya da ayrı bir parantez. Minik bir voleybolcu adayı iken girdiği bu camiadan son derece başarılı ve yıldız bir oyuncu olarak gitti FB’ye ve orada da sembol oldu. Bizim tam yatırım yapmaya başladığımız hatta kafaya oynadığımız senenin ardından kulüp yönetimi parayı kesince Fenerbahçe’de buldu kendini. Dedim ya, o camiada sembol oldu ve çok da güzel temsil ediyor onları. Bu kadar düzgün ve kulubüne bağlı bir profil çizmesinin altında, çok derinde Beşiktaş terbiyesi ve kültürünün yattığına eminim. Bizden kopup rakibe gidip oraya ait olarak içimi acıtan en önemli sporculardan biridir Eda, tıpkı kadın basketbolcu Esmeral Tunçluer gibi.. O da Fb’de çok büyük başarılara imza atıp, oradan sembol bir isim gibi uğulanmıştı ki Aziz hocanın futbol oynarken takıma alıp basketçi yaptığı bir arkadaşımızdı. Şimdi de aynı korkuyu Umut Nayır için yaşıyorum. İnşallah son derece başarısız olur ve bizden başka bir camiaya ait olmaz diyeyim. (Aman beddua gibi algılanmasın tamamen fanatizm! Yoksa tabii ki kişisel kazançları maddi, manevi hep iyi olsun Umut’un da)

Geçelim camiaya..Uzun uzun yazmaya gerek yok.. Bırakın transferi mıransferi.. Net olalım, kabul edelim Beşiktaş tribününün şirazesi kaymış..Ne açık kapalıyı ne kapalı açığı dinler ne de saygı, sevgi besler olmuş durumda.. Zaten ne açık kalmış ne kapalı. Doğu, Batı, Kuzey, Güney.. Stat değil sanki pusula.. Ama bozuğundan.. Ne sahaya baskı var ne tribünde gıpta ile bakılacak bir tezahürat, ne harmoni ne senfoni.. Bildiğin Pazar yeri.. Biri don, atlet satıyor biri patates biri ‘’Portakala gel portakala’’ abla diyor..

Lafım yeni tribün jenerasyonuna.. Hanımlar, beyler sizlerin büyükleri yarı yarıya tribünlerde karşıdaki sarılarla kedi fare gibi oynuyordu.Köşede kaldıkları Kadıköy deplasmanlarında karşı tarafı deli ediyordu.Sorun bakalım Gs’li büyüklerinize kaç kere cadde tarafından kapalıya girmişler Beşiktaş maçlarında Mecidiyeköy’de.. Ya da sorun Fb’li abilerinize bir gece ansızın müzedeki kupalara ne olmuş diye..İşte size böyle bırakılmadı bu tribünler. Bu kadar saçma bu kadar dağınık bu kadar lakayıt Beşiktaş tribünü hayatımda görmedim. Zaten o güzelim stadı fiziksel olarak bu ucube hale getirenlere söylecek lafı bir türlü bulamaz iken sen de içeriye girip ruhunu yok edemezsin arkadaş.

Yönetim yönetim olsa bu işi şimdiye kadar çözmüştü. Ama nerdeee. Taraftarı yargılanırken uyuyan görevli abiler, bu dağılma karşısında mı harekete geçecek? Varsa yoksa duyumcuya transfer haberi uçur, sosyal medyada aleyhinde yazanlara trol de dur..Gerçek tribün abilerine yol verme..İnsanları bir araya getirip çözüm arama..Zaten konuşacağın yardım alacağın adam da kalmadı ya. İnsanları (sadece son yönetim değil) yanlız bırakıp kaçtınız, onlar da çoluğunun çocuğunun, işinin gücünün kaygısına düştüler.Peki efendiler stadın dizaynı için yeni projeler geliştirmekte mi zor ? Hadi kale arkasına yeni bir dizayn pahalı olur yada mühendislik olarak imkansız diyorsan aç şu kapalının altının tamamını bağıran taraftara bırak parasını pulunu. Üst katı satarsın pahalıya..Ama tabi yok kulüp para kazanacak yok oradan kombine alanlar ne yapacak. Tabii tabii aynen devam..Bizimki de saçma sapan laflar..Ama yine suçun büyüğü bizde.Bunlara seyirci kalan da. Anladık çağ gelişiyor insanlık değişiyor da camianın özüne bari sahip çıkalım. Bu camianın özü taraftarlıktır seyircilik değil..Ve o tribünlerin tek özelliği birlik beraberlik ve yıkıcı tezahürattır..Şimdi ne var? Canını dişine takmış yeteneği ölçüsünde topunu oynamış maçın kazanılmasında en önemli figür olmuş topçusunun; top tekniğini, dağınıklığını, belki de saçını beğenmediği için yuhalayan verilen emeğe, üzerinde taşıdığı formaya saygısı olmayan bir güruh..

Sonra da başkana laf edersin, neden kendi topçuna bu zaten bizim evladımız değil ki dedin ya da yöneticine sallarsın transfer zamanı neden röpteşambır ile partiledin diye..

Kimse kızmasın, öyle başa böyle tarak..