Pespaye bir geceyi parlattı sahadaki tüm Siyah Beyazlı oyuncular. Bu geceyi oyundu, performansdı, taktikdi vs vs üzerinden okumak mümkün değil. Tribünde kurulmuş, kurgulanmış ahlak seviyesi belli bir güruha karşı muhteşem bir zafer.. Tık tık tık meydan muharebesini kazandı çocuklar helal olsun.  Dedim ya iş sahada oynanan oyunda değil. Madem topçular tık tık geçti biz de tek tek geçelim. Ankaragücü kulubünden başlayalım. Diğer tribünü kuvvetli her Anadolu takımı gibi (Kocaeli, Bursa, Sakarya,Göztepe, Kaf kaf vs) Beşiktaş tribünü ile çatışmayı, mücadele etmeyi seven bir tribünü var. Bu saydıklarımın hemen hemen hepsi bizim tribün ile kapışır, sebebi de aynı psikolojidir. Beşiktaş tribünü bu ülkenin üzerinde açık ara en iyisi olduğu için o tribünle kavga gürültü içinde olmanın onlara  ayrı bir kimlik verdiğini düşünüyorlar. Ayrıca kulüp olarak, 1992-93 yılının son maçında bazı futbolcularının gözle görünür bir şekilde kötü oynayarak 0-8 gibi bir skor alıp şampiyonu tayin etmelerinin de ezikliğini yaşadığını düşünüyorum. Tüm bunları dikkate aldığımızda dünkü ortamı kendi kendilerine hazırlayıp kendi kendilerini rezil etmiştir. Ha tamam zamanında dönemin darbeci generallerinin 1.lige çıkarttığı bir camiadır ama her camia gibi övünülecek mazileri de vardır sonuçta. Maalesef son yıllarda bu kulubün getirildiği yer yer değil, herhalde kurucularının kemiklerini sızlıyordur.. İkinci olarak Ömer Erdoğan kişiliğine geçelim. Bu arkadaş ile ilgili bazı pis söylentiler varmış ama o antrenörler ve hakemler hala ülke futbolunun içinde olduğu için yorum yapamıyorum. Ama sporculuğunda Gs üstü Bursa zaten futbol adamlığının alt yapısı hakkında bir fikir veriyor bana. Sonrasında ise Karagümrük macerası üzerine Boupendza’nın sırtında geçen bir Hatay macerası ve ‘’Göreceğiz Cumartesi ne olacağını’’ tiradı ile kapanan teknik direktörlük sahnesi. Ondan sonra geçen zaman bu arkadaş için boş beleş günlerdir. Teknik, taktik, falan filan boş işlerdir artık bu kişi için. Ancak böyle camialarda taraftarı arkasına alarak saha içindeki 22 yaşında topçunun üzerine yumruk sıkarar yürür paşam. Yürüsün yürüsün, tam yazamıyorum ama deneyeyim taaaa Ankaragücüne kadar yolu var..

Sona geldik.. Ama en kralını, en delikanlısını, en hasını sona bıraktım. Siz ne anlıyorsunuz ama ben Mete reisi diyorum. Bu prensipli arkadaş biliyorsunuz bir kaç sene önce çıkan saha olaylarından dolayı FB-BJK kupa maçını tehir etti. Sağlam bir kişilik ile aldı ağzına düdüğü, üfledi ve bitirdi maçı. Sonra ne oldu? Buna dediler ki gel bakayım afacan. Al şu düdüğü git o tehir ettiğin bu maç oynanmaz dediğin o maçı tekrar oynat. Peki ne yaptı bu kral?  Normal olarak bekledim ben, çıksın, konuşsun abilerine desin ki  ‘’bu yaptığınız benim kişilik hakkıma saldırı beni kamuoyu önünde küçük duruma düşürürsünüz yaptığım hakemliği peş para etmez hale getirirsiniz beni bundan sonra herkes sünepe bilir kimse saygı duymaz ben bu maçı tehir ettim normalde hükmen bitirilmesi lazım ben bu maçı yönetmem’’..Aynen bunları söyler diye bekledim..Yok söylemedi paşam. Aldı o eline verilen düdüğü soktu cebine gitti Kadıköy’e üflemeye. İşte o günden beri benim için bu arkadaşın ne yaptığı yada yapmadığının bir anlamı yok.. Yani dün maçtan sonra Kırmızı kart vermis, Josef ceza alırmış, yok öyle yok böyle gülüp geçiyorum. Bu hakem değildir, aldıkları karalar verdikleri kartlar ona ait değildir. O yüzden yüklenelim tüm kanallardan bunun abilerine ceza meza almaz oyuncumuz.

Son dedik ama ek bir iki laf  da Beşiktaş taraftarına. Kendi oyuncumuzu yuhalamamız, hocaya taktik verme işimiz bitti ise asıl işimize dönelim artık. Dünkü olayları kafaya çok takmadan, bilinç altına atmadan, kin besleyip büyütmeden sadece ve sadece takıma çok yoğun destek atalım. Yaşadıklarımızı biriktirmek bize ters etki yaratacaktır. Sistem çakallarının istedikleri şey, Beşiktaş’ın o veya bu şekilde raydan çıkmasını sağlamaktır. Topçusu sahada, antremanda, taraftarı, tribünde, dışarda sosyal medyada sadece işine odaklanmak zorunda. Biliyorum çok zor, hiç kolay değil çünkü içimiz soğumuyor bir şeyler yapılmalı da, o yapacaklar bizler değiliz en azından fiziki olarak. Hem demedi mi başkan taş taş üstünde bırakmam diye? Sahne onların..