Sosyal medyayı çok sık  kullanan biriyim, ama son zamanlarda  Beşiktaş başkanı ve yönetimine  çirkin  üslupla yazılmış olan  yazıları kabul etmek mümkün değil. İşi sadece ortalığı karıştırmak kaos yaratmak ve bundan zevk almak olan insanlar için hep üzülmüşümdür çünkü bu insanlar mutsuzdur. O kadar mutsuzlardır ki ancak başkalarını mutsuz ve huzursuz ederek teselli bulurlar. Bu pandemi dönemi bizi ölümle yüzleştirdi, olaylara daha merhametle, daha olumlu bakmaya başladık ama maalesef etkisi azalır azalmaz, kalemşörler hemen kalemlerini bilemeye başladılar ve tozlanmış eski yeni ne varsa bir potpuri yapıp sayfalarına sürdüler.

Eleştirmek iyidir ama yerinde eleştirdiğiniz zaman anlam taşır. En küçük bir eleştiriye çıldırmamak lazım, eleştirenlerin, kendisiyle tartışanların düşüncelerini kapmaya çalışmak gerekir. Her eleştiren düşman değildir.

Eleştiriye aldırmayın. Eğer doğru değilse, yok sayın; eğer adil değilse, sinirlenmeyin; eğer cahilceyse gülüp geçin; eğer haklıysa, eleştiri değil demektir. Ondan ders çıkartın. Yapıcı bir tenkit, akıllı insanları güçlendirir.

Beşiktaş başkanına ve yöneticilerine laf taşıyan dedikoducular yüzünden maalesef sağlıklı bir iletişim ortamı sağlanamıyor . Başkanlar eleştiriye açık olmalıdır. Bizler nasıl alkışlıyorsak eleştiri de yapacağız. Herkesi potansiyel bir tehlike görüp dışlalıyıcı bir politika izlemenin Beşiktaş’a faydası yoktur.

2000 Yılından beridir geldiğimiz nokta ortadadır. Kulüp çok büyük aşama kaydetmemiştir. Camia içerisinde işlerin yolunda gitmediğine inanan çok önemli bir kitle var. Bu kitlenin eleştirilerine önem verilmesi ve kulak ardı edilmemesi gerekiyor. Bu kişiler için sürekli iç düşmanlar vurgusu yapılmamalı. Artık iş öyle bir hale geldi ki; her eleştiri yapan Beşiktaş düşmanı ilan ediliyor. Bunun doğru bir bakış açısı olduğunu düşünmüyorum.

İç savaş yerine dışardaki Beşiktaş düşmanları ile savaşmalı. İçimizdeki diğer takımları tutan kongre üyelerinin üyeliğini iptal edilmeli, seçimlerdeki bindirilmiş kıtalar yok edilmeli ve hesap sorulması gerekenlerden de artık sorulmalı.

Yakında  kurul seçimleri olacak.Çıkacak her adaya başarılar dilerim.

Bizler de gideceğiz dürüstlüğüne inandığımız yöneticilerden icazet almayıp   çalışacağına emin olduğumuz kişileri tercih edeceğiz.

Daha evvel bu işlerden  şikayetçi olanların maalesef bu yolda yürüdüklerini üzülerek izliyoruz. Kazanırsın, kaybedersin ama her sonuçta , gururunu kaybetmemek lazım.  Mevki, makam her zaman geçici, kimse ömrünün sonuna kadar oralarda kalmıyor, önemli olan oradan ayrıldıktan sonra iyi anılmak.

Maalesef bu kurullarda çalışan bazıları oralara gelebilmek için yönetimlere sırtlarını yasladıkları için  tıpki yaslandıkları kişiler gibi kötü anılıyorlar.
Benzer şeyler olmaması için kurullar seçiminde kongre üyelerine çok iş düşüyor.

Artık eski kurul başkanları olmayacak ,onların yerini yenileri alacak.Siz, siz olun sırtını yönetime yaslayanları tercih etmeyin,bugüne kadar başımıza ne geldi ise bunun yüzünden geldi,artık rüyadan uyanma zamanı.

Şu an kurullarla  ilgili   yönetim içinden   çalışan biri varsa zamanında bunu yapana demediğini bırakmayanlar koltuk ve itibar için susmamalılar , susarlarsa daha sonra kimse oturup dert yanmasın. 

Yakın çevrelerini  kurullara sokmaya çalışanların herkes  farkında, o arkadaşlara  bu şekil fayda değil zarar verecek.  Artık bu işlere son verilmeli ,bırakalım kim hak ediyorsa o kazansın...

 ZAFER; ne zaman savaşacağını ve ne zaman savaşmayacağını bilenindir...