Beşiktaşlılar çok şaşırmış durumda, aslında malumun ilanı da oldu. Daha doğrusu büyük bir kısmı, bende onların içindeyim, kendini kandırılmış hissediyor. Çünkü Hasan Arat’ın temsil ettiğini söylediği mentaliteyi aslında Beşiktaş kongre üyeleri ve taraftarları seçti ve çok kuvvetli bir destekle Hasan Bey geldi, ama bunun bugünlerde anlıyoruz ki aslında değişen Beşiktaş siyasetinde hiçbir şey değişmemiş. İşler, çok da umduğumuz/beklediğimiz gibi ilerlememiş. Samet Aybaba bir açıklama yaptı, herkes yer yerinden oynadı deniyor, ama bu bizim gördüğümüz buzdağının belki de yukarıda kalan kısmıdır. Kim bilir kulüpte neler oluyordur. Malumun ilanı dediğim bu.
Geldiğimiz noktada, Hasan Arat bir hafta içinde önce A.Ş'yi bıraktığını, sonra iki gün sonra kulübü bıraktığını apar topar açıkladı. Önce hastalığı bahane etti. Bugün anlıyoruz ki hastalıkta da bir şey yok. Çünkü o hastalığı en başında söylersin, "Bu işte ben yokum" dersin. İşin içinde gün hesapları, ay hesapları, yok Divan’a yönetim devredilmeyecek, Hüseyin Bey’e devredilecek vs. derin pazarlıkların olduğu bir süreç var.
Samet Aybaba aslında daha önceki antrenörlerin, hocaların, belki de yöneticilerin yapmadığını yaptı. Burada "takke düştü, kel göründü" derler. Beşiktaş’ta bu oldu. Samet Aybaba kulüpteki sorunları söyledi. Bunun sorumluları çıkar, cevap verir/vermez, ama olanlar gerçek. Bir futbolcuyu 3’e alabilirken, istenmeyen oyuncuyu 7’ye alıyorsunuz. Hiç beğenilmeyen oyuncuya 5 milyon teklif verebiliyorsunuz. Böyle böyle, işin vahameti çok büyük. Atılacak gibi değil. Ne yazık ki bunu Beşiktaş’ı Beşiktaşlılar yönetecek diye gelen Hasan Başkan, Beşiktaş’ı sistemin dışında bırakıp, tam bir beyaz yakalı modeliyle Kaan Bey’i, kendisini, diğer kulübün içinden gelenleri dışarıda bırakıp yönetmeye çalıştı.
Ne yazık ki Samet Aybaba sistemin içerisinde bırakılmamış, "tukaka" edilmiş, kenara atılmış. Atılmasaydı bunları söyler miydi? Bunu da bir düşünelim, ama ne yazık ki geldiğimiz durumun açıklanacak hali yok.
Çok acı bir şeydir. Göztepe maçından sonra Feyyaz Uçar soyunma odasına gidiyor. O sırada teknik direktör, Friedel ve Kaan Bey, Feyyaz Uçar’ı o soyunma odasına almıyor, "Özel toplantı yapıyoruz," diyorlar. Feyyaz Uçar Beşiktaş şube sorumlusu, diyorlar, her şeyi geçiyorum. Bu adam Beşiktaş takımının gelmiş geçmiş gol kralıdır. Bu adamın oradaki herkesten daha çok katkısı vardır ama o soyunma odasına alınmıyor. Bakıyoruz, Feyyaz Uçar hala baş karakterlerden biri orada. Samet Aybaba neden orada bağırmıyorsun, "Gereğini yapalım," diyor. O işin gereği, o 3 kişiyi dışarı atmaktır. O soyunma odasının sahibi Feyyazlar, Rızalar, Sametlerdir.
Beşiktaş bugün çok büyük bir sınavdan geçmiştir. İnşallah bir milat olur da başlangıç olur. Ama Hasan Arat, benim ve benim gibi düşünen yüzbinlerce kişinin umudunu kırmıştır. Bu çok üzüntü veren bir olaydır.
Sosyal medya hesaplarında görüyorum, Sergen Yalçın’la görüşüldü haberleri dönüyor. Olabilir. Bana kalırsa Mayıs ayına kadar bu yönetim götürecekse, Serdar Topraktepe’yle götürmesi gerekir. Çünkü Mayıs ayından sonraki gelecek yönetimin ne yapmaya karar vereceği daha mantıklıdır. Serdar Topraktepe geçen sene burada Türkiye Kupası’nı kazanarak kendini ispat etmiştir. Futbolcularla diyaloğu da iyi ama kesin olan bir şey, yerli bir teknik direktörle ve kadronun içinde fazla sayıda yerli oyuncuyla oynanması gerektiğidir. Bu Mustafa, Tayyip, Emirhan, Onur olur. Bu tip kaos ortamlarında yabancı oyuncular hiç bulaşmaz, kenarından oynarlar ve sene sonunda giderler. Yerli futbolcular bilir ki onlar hancıdır, kalıcıdır. O yüzden candan oynarlar. Bundan sonrasını yerli bir teknik direktör ve oyuncu grubuyla olmasını ben tercih ederim.
Bülent Bilirgen
duhuliye.com/ özel haber