İşte Yiğit'in açıklamaları:

"Lugano maçı zaten enteresan başladı. Beşiktaş'ın gol attığı anlarda bile tribünden "yönetim istifa" sesleri yükseldi. Ayrıca Federasyon Başkanı'na olan tepkiler, federasyon başkanının stattan ayrılması, .ok kaotik bir ortam vardı. Beşiktaş uzun yıllardır ilk kez böyle gergin bir maç oynadı. Karşılaşmadan sonra basın toplantısına gittim, orada bir b şeyler olacağını hissettim. Şenol Hoca her zaman geç gelirdi basın toplantısına, belki de kurallar gereği rakip takımın teknik adamı önce gelirdi. Bu kez çok farklı oldu, maç biter bitmez Şenol Güneş basın toplantısına alelacele geldi. Ben orada bir şeyler olacağını hissettim. Yönetim Kurulu'nun toplanacağını öğrenmiştim, hocanın da o toplantıya katılacağını hissettim. Daha sonra bu basına da düştü, yönetim kurulu olağanüstü toplandı ve Şenol Hoca da bu toplantıya çağırıldı. 

Gece yarısı 02.30'a kadar süren bir toplantı, yaklaşık 2'ye kadar Şenol Hoca kalıyor. Şenol Güneş gittikten sonra toplantı devam ediyor; kongre kararı, ne yapalım şeklinde. Tabi moraller bozuk. Başkan Çebi Şenol Güneş'e bu sonucun nedenini soruyor; takımda sıkıntı mı var, 2-0'dan nasıl maç veriyoruz şeklinde normal bir maç değerlendirmesi yapılıyor, ardından konuya giriliyor. Başkan Çebi hocanın geleceğiyle ilgili lafa girmeden Şenol Güneş lafa giriyor, aynen şunları söylüyor: "Ben de, sizler de hata yaptınız. Ben çok yoruldum, artık çekilmek istiyorum, dinlenmek istiyorum, yapamayacağım. Aynı Valerien Ismael'de olduğu gibi. Valerien Ismael de "ben yoruldum, yapamayacağım" demişti. Hadi Valerien Ismael genç, tecrübesiz. Şenol Güneş'ten yoruldum, yapamayacağım demesini ben hiç beklemezdim. Demek ki Şenol Güneş dahi olsa bu baskıyı. Belki Başkan da Şenol Güneş'in istifasını istemeyecekti. Bunu Hoca söylüyor, hata yaptık, ben yaptım, siz de yaptınız diyor. Şenol Güneş'in de tarzı bu, yönetime bu lafları başkası olsa söyleyemezdi belki. Klişe bir laf vardır, Şenol Güneş istifa etmez, ya sezon sonunu bekler, ya da görevden alınmayı bekler. Hoca bu kez kendi istifa etti, ben hiç beklemiyordum. Bunun da enteresan bir yönü var. Diyor ki Şenol Hoca, "Başkan, beni görevden alırsanız bundan sonraki süreçte çok sıkıntı çekersiniz, tepki alırsınız. Zaten tribünler sizi istifaya çağırıyor, siz beni almayın, ben istifa edeyim." Başkan, yöneticiler şaşırıyor. Başkan duraksıyor, ne diyeceğini toparlamaya çalışıyor. "Hocam, o zaman biz bu anlayışı gösterdiğin için teşekkür ederiz" diyor. "Peki nasıl yapalım, nasıl açıklayalım, siz ne zaman bırakmak istiyorsunuz?" diyor. Hatta bence İstanbulspor maçına çıkın, sonrasında milli ara var, bırakacaksanız o zaman bırakırsınız diyor. Şenol Hoca "Peki o zaman, ben İstanbulspor maçına çıkayım, maç öncesi canlı yayında açıklayayım" diyor. Fakat ne oluyorsa hoca ertesi gün fikir değiştiriyor, maç öncesi ben tamamen bırakayım, siz de açıklayın" diyor.

Orada çok fazla baskı gördüğünü, yıpranmak istemediğini düşünüyorum. Benim duyduğum kadarıyla İstanbulspor maçında çok büyük tepkiler olacak, belki bu sefer hocaya da dönebilir. Hoca da insan. Tamam, şu ana kadar Beşiktaş tribünleri Şenol Hoca'ya istifa demedi, sadece takım niye oynamıyor tezahüratı yaptı. Hocaya direkt, doğrudan bir tepki olmadı, hep başkana ve yönetimine oldu. Hocanın kararından vazgeçmesinin de o atmosferi yaşamak istememesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Hoca transfer planlamasında da ortaklaşa hatalarımız oldu demiş. Orada demek ki hocanın da dışında olanlar olmuş. Benim düşüncem, Şenol Güneş'in sıkıntısı transferlerin geç yapılması, kampa yetiştirilmemesi. Hocaya basın toplantısında futbolcularla arasında sorun olup olmadığını sormuştum. Benim duyduğum yok, olduğunu düşünmüyorum" demişti, ama bunu görmüş olmalı ki bıraktı. Bunlar hep Şenol Hoca'yı istifaya götüren nedenlerdi."

Duhuliye.com