Ahmet Akcan'ın A Spor'daki açıklamaları şöyle:

"Yaşamın ta kendisidir ödül ve ceza. Her sektörde, her meslekte bütün bunları doğru kullanırsan o insanın gelişimi adına, daha büyük performans alma verme adına da çok önemli bir anahtar, bir destek oluyor. Şimdi Serdar Saatçi olayını bizim apayrı değerlendirmemiz lazım. Ben hep şöyle yaklaştım; gençtir, hepimiz hata, bu yaşta bile ben hata yapıyorum. Bu gayet doğal. Hata yapmaktan korkan bir kişi seni zaten iş yapma şansınız yok. Korkmayın hata yapmaktan. Ama hata yapıldığı zaman orada nasıl yaklaşılacağını her kesimde çok iyi bilinmesi lazım. Serdar'ın benim sorumlu olduğum insanlardan biri hata yaptığı zaman, ben önce kendimi eleştirdim. Bir futbolcu hata yaptıysa ben bunu niye öğretmedim diye ben kendimi eleştirirdim. O hatadan dolayı onu yerle bir etmeyi düşünmem. O hatadan onun ders alıp bir daha o hatayı yapmaması için ona katkı sağlamaya çalışırım. Bunu detaylı inceleyecek olursak Serdar'ın hatası ne? Oyundan alınıyorsun, hafifletici nedenler her zaman vardır. Onları çok saymayayım. Oyundan alındığı zaman tepki gösteren ben dünya kadar futbolcu sayayım mı? Quaresma en basiti, gittiği için örnek veriyorum. Oyundan alınıp da tepki vermeyen kaç kişi var? Biz onları hep böyle mi davrandık? İkincisi; İsmael Hoca'nın basın toplantısını izledik. Onu oyundan alınırken veya soyunma odasında verdiği tepkilerden dolayı onu kadro dışı bıraktık demedi. İsmael hoca dedi ki Beşiktaş forması ağırdır, önemlidir. Herkes Beşiktaş'ta oynadığının farkına varacak ve o ciddiyetle oynayacak tarzında mesaj verdi. Bu nedenle anlatılan neden ile bunun arasında hiçbir ilişki yok. Nedeni bu mu, omu? Eğer çözüm arıyorsan doğruyu söyleyeceksin. Doğru neyse de ona göre çözüm üreteceksin. Bence bu olay çok gereksiz bir şekilde bu noktaya kadar geldi. Kimse de bundan bir fayda almadı. Kimse de fayda almayacak. Bazı insanlar vardır, bazen güç gösterisine girerler. Birinin burnunu sürterler. Serdar'ın burnunu yardımcı hoca bile sürter, bu hocalık mı?"