Eski Bayern Başkanı Uli Hoeness’in dediğinden yola çıkmalı: “Ligin başlama tarihiyle ilgili kim tahmin yürütüyorsa şarlatandır.” 

Hayat görüşüm ve çoğu düşüncem kendisiyle uyuşmasa da bu konuda haklı olduğunu söylemek lazım. Bunu haftada 150 bin test yapma yolundaki, ölüm oranını yüzde 1’in altında tutmuş bir ülkeden söylüyor üstelik. 1 hafta önce o kadar da önemli değil diyen İngiltere çark etmişken, Trump sorun yok dedikten sonra ABD vaka sayısında Çin’i geçmişken tahminde bulunmak imkansız. Futbol endüstrisini bilinen en sağlam temeller üzerine kurmuş bir ülkede bile tahmin yapmak zorken burada hiç kolay değil.

Süper Lig’in ne olacağını bilmiyoruz
Hatırlamak zor değil. Bir hafta, 10 gün önce TFF Başkanı, derbi seyircili oynayacak dedikten 6 saat sonra seyircisiz kararı çıkmış, lig devam edecek demesinden 24 saat geçmeden de lig iptal edilmişti. Ligin ne olacağını bilmiyoruz. Önce bunu görmek lazım. UEFA ve FIFA’nın öncelikli amacı, Haziran, olmadı Temmuz bitmeden tüm yerel liglerin bitmesi. Yöntemi muhtemelen ülkelere bırakacaklar.

Yüzlerce konunun düşünülmesi şart
Eğer bir tedavi bulunmazsa Temmuz sonuna liglerin bitmeme durumu da olabilir. Bu durumda liglerin Eylül’de hızlıca bitirilip, önümüzdeki sezonun Play- Off’lu ve sıkışık takvimli oynanması mümkün olabilir. Bu sezonun tescil edilmemesini ise pek imkanlı görmüyorum. Hem hakkaniyetli değil, hem de Avrupa Kupaları’na katılacaklar belirlenmeli. Yani çok yönlü, kontratlardan, FFP’ye, profesyonellere, yüzlerce konunun düşünülmesi şart. Bu kadar bilinmezin arasında, önümüzdeki yıl harcama limitleri açısından büyük bir kısıtlama yaşayacak kulüplerimizden biri olan Beşiktaş’ın geleceğini tahmin etmek de zor değil. Belki hiçbir oyuncu 1 milyon euro alamayacak. Dolayısıyla Talisca mı geliyor? Tarzı haberlerin heyecanı bir yana gerçeklere hızlı bir şekilde dönmemek lazım.

Teknik kadro yeterli ama...
Kesin olan şu: Kısa/orta/uzun vadeli, mikro ve makro büyük sorunlar, büyük fırsatlar, büyük tuzaklar ortaya çıkacak. 5 büyük lig 4 milyar Euro civarında zarar ederken, zaten batmış Türk futbolunu teğet geçecek bir kriz değil bu. Belki tüm kulüpler satılacak. Bu bir zorunluluk olacak. Bütün bu planlamaları yaparken ve ne olacağını beklerken 2 net konuda adım atılması şart.

1- Türkiye ve kendi altyapısından kullanabileceği tüm oyuncuları yeni bir kolej takımı havası için bağlamak. Çok iyi bir tarama...

2- Sergen Yalçın güçlü bir isim ama işini kolaylaştıracak yükünü hafifletecek güçlü bir ekibe ihtiyacı var. Teknik olarak ekibi yeterli. Fakat saha dışındaki tüm işlerde onu rahatlatmak lazım. Çok iyi bir sportif direksiyon. Bunun dışında bir tahminde bulunmak ve bir şeyler söylemek imkansız.