"Sergen Yalçın'ı ben istedim. Telefonla konuştuk, görüşecektik. Başkan bana 'Gittiğinde bir şey konuşma' dedi. Ben ona takımdan bahsedecektim, biraz da ağlayacaktım kulüp tarafında olduğum için ekonomiden yakınarak. Sonra o da koşarak gelecekti."

"Rıza süreci var, Rıza benim kardeşim. Birlikte 10 sene oynadık. Geldiğimizde kulüpteydi. Oyun kötüydü, söylemler kötüydü. Başkanımız Kasımpaşa maçı sonrası, 'Ya böyle olur mu göndermiyor musun Rıza'yı?' dedi. Sonra Rıza'nın bazı tatsız söylemleri oldu, başkan 'Artık konuşmaya gerek yok görevden alın' dedi. Başkana 'Ben bunu gidip söyleyemem, Feyyaz da söyleyemez' dedim."

"Başkanlığa aday olur muyuz? Zor, güzel bir duygu da zor. Beşiktaş'ta her görevi kabul ederiz ama şu an olmaz. Beşiktaş'ta bu süreci yaratan insanlar hala görevde. Biz Beşiktaş'a katkıda bulunacağını düşündüğümüz her adaya destek veririz. İlerde koşullar değişirse duruma bakarız."

"Beşiktaş'ın acil birlikte hareket etmeye ihtiyacı var. Futbol aklına ihtiyaç var. Bizi bunun için oraya getirdiler ama hiç sormadılar bize. Gelin bir araya, Beşiktaş'ın akil insanları gelsin bir araya. Ortada bir tane Beşiktaş var. Divan Başkanı'nı aradım, gelin şu kulübü alın dedim. Hasan Arat ile yola çıkmadan önce Serdal Adalı'yı aradım, onla diyalogum çok daha iyidir, farklıdır. 'Amerika'ya gidiyorum, aday olmayacağım' dedi. Sonra aday oldu, rakip haline geldik. Beşiktaş'ın artık tahammülü kalmadı. Bırakalım bu işleri ya, burada Beşiktaş var! Bu nasıl bir şeydir ya!"

"Gio hocaya Beşiktaş'ı anlatan bir yazı yazdım, Santos hoca kalırsa kupayı alamayız dedim. Gitmesini ben istedim, ne söylediysem çıktı. Bir gün birinizi arayıp birinin aleyhinde kötü bir şey yazdırdım mı? Olmaz yani, Samet Aybaba'ya olmaz."