“Aşka düşen insanlardan yer çekimi sorumlu tutulamaz” demiş Albert Einstein

Hayatımızın içinde, bir şekilde birbirine benzer olayları görür, yaşar ve duyarız.

Bir kurum, kulüp, dernek veya kuruluş belli dönemlerde yeni yönetimlerini belirlemek üzere seçimlere giderler. Her aday genelde içinde bulunan sıkıntının önceden araştırmasını yapar ve bilinçli bir şekilde projeleri, hazırladıkları ekonomik politikaları ile aday olurlar ki olması gerekende budur.

Biz Beşiktaşlılarda son iki seçime giderken, yine bildik sahneleri yaşadık. Adaylar çıktı, neden Beşiktaş’a başkan olmak istediklerini, yapacaklarını anlattılar ve sözler verdiler. Evet, sözler veriliyor, güçlü başkan deniyor, onu alırız, bunu alırız diyorlar…

Diyorlar ama başa gelince unutuyorlar o sözleri, sonrada ise en kısa yoldan direk olarak,  bir çok şey taraftara bırakılıyor, ardında da kısıtlamaya gidiliyor. Beşiktaş, bayan basketbol Avrupa’ya gitmeyecek, son yılların yüzümüzü güldüren tek branşı olan hentbolda ise küçülme beyanlarını herkes duydu. Erkek basketbol ve engelli basketbol, kısacası hemen hemen her branşta küçülme…


Bunlar yetmiyormuş gibi Erkek Basketbol takımımız mali sorumluluk yerine getirilmediği için -1 Puan ile önümüzdeki sezon lige başlayacak.

Ali Koç gibi başkan ve yöneticilerden amatör branşlara  sponsor olan yok.

Peki bir soru; “Beğenilmeyen diğer başkan adaylarından farkınız ne?”
 
Hesap soracam denildi şimdiye kadar tek hesap, kulüpte uzun yıllar emek harcayan kişilere kesildi.
 
Son zamanlarda en çok duyduğumuz, kampanyaya taraftar mutlaka sahip çıkmalı, başka Beşiktaş yok. Konuştularmı mangalda kül bırakmayan derneklerde üstüne düşeni yapmalı, başkanı yönetimi sevmeyebilir, güvenmeyebilirsin ama hesap sormaya hakkınız olması için üstünüze düşeni yapmanız gereklidir.

Beşiktaş’a karşı sorumluluğumuzun olduğunun farkına varmalıyız.

Masis Kuyumcu / Duhuliye