Hava çok sıcaktı. Akşamın ilerleyen saati olmasına rağmen işten dönerken, "Ne kadar basık ve bunaltıcı bir hava var" diye düşündüğümü hatırlıyorum.

Geç saatte eve döndüğüm için henüz yatmıştım. Köpeğimizin huzursuzca koşup, havlamasıyla uyandığımda ayakta yakalandım 1999 Gölcük depremine.

Ertesi sabah ilk ışıkla tıbbi yardım malzemesini aracımıza yükleyip, eşimle beraber deprem bölgesine gitmiştik. Tarifsiz bir yıkım, büyük bir acıydı. Pazartesi sabahı yaşadığımız felaketin Gölcük ve Düzce depremlerinin toplamı kadar etkiye sahip olduğunu öğrendiğimde, sonuçlarını düşünerek irkildiğimi itiraf etmeliyim.

Tarihe geçen çok büyük bir felaket yaşadık. Binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. Toplam rakamı aklımdan geçirmek bile istemiyorum. Yaralanan ya da evsiz kalan on binlerce yurttaşımız var. Kayıpların acısı tarif edilemez. Yaraların sarılması ve depremden etkilenen kentlerin eski yapısına kavuşması ise aylar, belki yıllar alabilir.

Elbette spor camiası da bu felakette büyük yara aldı. Kayıplarımız, yaralılarımız oldu. Kasımpaşa maçının uzatma anlarında gol atan Hataysporlu Atsu'nun sevincini hatırladıkça kalbim sıkışıyor. Doğal olarak tüm maç takvimi etkilendi. Yeniden maç atmosferine dönebilmek nasıl mümkün olacak bilemiyorum.

UEFA'nın, Trabzon'un maçını ertelememesi ise akıl alır gibi değil. Ukrayna'nın kaybı daha az.

MAÇ DÜŞÜNMEK Mİ?

Gelelim ligimize...

Hatayspor ve Gaziantep'in sezonu tamamlamaması kadar doğal bir durum yok. Dolayısıyla gelecek sezonu 20 takımla oynamak ve yine çok sıkışık bir takvimde maç yapmak gerekecek.

Bu sezon 3 Haziran'da bitmek zorunda. Orası net.

Çünkü 10 Haziran'da Şampiyonlar Ligi finali var. Müsait olan bir ya da iki hafta içi kullanılacak.

Milli maç, Avrupa ve Kupa takvimi daha fazlasına izin vermiyor. Ama ben kendi adıma takımların nasıl bir ruh halinde ve fiziki yeterlilikte maçlara döneceğini kestiremiyorum.

Açıkçası bu sezonun tadı, tuzu kalmadı. Bu noktada sözün bittiği yerdeyiz.

Söylenecek en güzel söz, arama kurtarma ve yardım çalışmalarında cansiperane mücadele eden tüm görevlilere kalpten teşekkür etmek olabilir.

Tüm ülkenin zor zamanlarda tek ses, tek yürek olduğunu görmek ise bu halkı farklı kılan en büyük özelliktir.

Ender BİLGİN / Fotomaç