İşte Ersin Düzen'in açıklamaları;

''Görünen o ki taraftarla hocanın gönül bağı bitmiş gibi. Ama başkan ben burada olduğum sürece Valerian İsmail’e yola devam edeceğim diye net bir tavır ortaya koydu. Bu ne kadar sürdürülebilir bilmiyorum.


Teknik adam önce oyuncu grubunu ikna edecek, daha sonra da taraftarı ikna edecek. jesusla ilgili hep konuşuyoruz, önce oyuncu grubunu ikna etti sonra ortaya konan oyunla birlikte taraftarı da ikna etti, kamuoyunu da ikna etti. Yarın öbür gün bir maç kaybedebilirler, hatta arka arkaya mağlup olabilirler, ama Fenerbahçe’de camianın hocaya olan bakışı, oyuncu grubunun hocaya olan  bakışı açısında herhangi bir değişiklik olmaz. Sadece yenilgi olarak bakılır. Beşiktaş’ta durum böyle değil, çünkü hala oyuncu gurubu bence oyuna ikna olmuş değil, bunu kopuşlardan dalgalanmalardan net bir şekilde görebiliyoruz. Oyuncuların zigzag çizen performanslarından görebiliyoruz.

Bir bakıyorsun ilk 5 maça Türkiye'ye gelmiş geçmiş en iyi santrafor Weghorst, bir bakıyorsun son maçlara '' Weghorst'u niye oyundan almıyor Valerien İsmail, niye Muleka'yı oyuna sokmuyor'' deniyor. Bu acaba Weghorst'tan kaynaklı mı yoksa oyundan kaynaklı mı?.

Bu durumdan bağımsız bir sıkıntı var Beşiktaş’ta, De Souza gibi bir oyuncu sakatken dahi Beşiktaş istediği oyunu ortaya koyabiliyordui hatta o sıra Ghezzal'da yoktu. Ve skordan bağımsız Beşiktaş’ın oyunun ne kadar etkili ne kadar iyi olduğundan bahsediliyordu, yani tek bir oyuncu değil oyun konuşuluyordu. Tıpkı şu an Fenerbahçe’de olduğu gibi, futbolcuları değil oyunu konuşuluyor. Beşiktaş’ta da oyuncuları değil oyunu konuşuyorduk. Oyuncu performansları ortaya çok güzel bir oyun çıkartıyordu.

Şimdi son maçlarda hocanın açıklamaları ne oyuncu grubunu ikna edebilir, ne taraftarı ikna edebilir. Beşiktaş Fenerbahçe ile oynadığı bölümde sen Gedson Fernandez’i kestiğinde istenilen performansı alamayıp, Trabzon maçında da aynı kurguyu ortaya koyarsan kimseyi ikna edemezsin. Sen eğer Giresunspor maçında, kazanmana rağmen saha zeminini mazeret olarak gösterip, hiçbir varlık gösteremeyen belki devre arası alınması gereken Delle Ali'ye 70. dakikaya kadar sabredip, bunu değilde zemini konuşursan, o zaman olmaz, kimseyi ikna edemezsin. Aksaklıkları eğer ortaya koymazsan, o zaman takımda bazı şeylerin doğru olarak gitmesi pek mümkün değildir. Beşiktaş’ın yaşadığı sıkıntı da budur.

 Salih maçtan sonra derbileri kazanmak zorundasın dedi, evet derbileri kazanmak kıymetlidir tabi hatta ligin ilk yarısında sen Fenerbahçe’yi Başakşehir’e Trabzonspor’u sahanda konuk ediyorsun ve Toplam aldığın puan 3 maçta  2 ve oyun olarak da çok tatmin edici değil, özellikle Fenerbahçe ve Trabzonspor maçları.. hadi başakşehir de 1-2 pozisyona girdin diyelim. Salih dediki derbileri kazanmanız lazım, eyvallah kazanmanız lazım da derbi şampiyon için anahtar değil. Fenerbahçe yıllarca Galatasaray’a da Beşiktaş’a da üstünlük kuran taraftır, ama Fenerbahçe 8 sezon dur şampiyon olamıyor. Derbi kazanmak şampiyonluğun anahtarlarından birisidir. O kilidi açmanda sana yardımcı olur, ama kapıyı sonuna kadar açmaz.

O yüzden Beşiktaş bugün 3 tane maçı kazanmış olsaydı puan farkı değişebilirdi. Ama oyun olarak Galatasaray’ın yaşadığı sıkıntıyı Beşiktaş aynı şekilde yaşıyor. Ama Beşiktaş daha da iyi olmalıydı.

Hocam sen geçen sezon geldin bu takımın başına, büyük maçlarda etkin yok, oyuna sonradan yaptığın müdahalelerde karşılığını alabilmen çok az oldu. Her mevkide yerlisinden yabancısına iyi oyunculardan kurulu bir takımın var, hangi mevkiye ne  istediysen aldılar, yerli konusunda problem yaşar mıyız dediler gittiler aldılar, yani her mevkide transfer yapıldı ve iyi oyuncular alındı. Bununla birlikte daha iyi bir takım olması gerekirken kötü bir görüntü çizilmesi gerçekten tamamen hoca probleminden kaynaklı olduğunu düşünüyorum.