Bu oyunda hani ‘tek kale’ diye bu cümle var ya, dünkü ilk yarıya çok uygun dersek, abartmış olmayız.

Evet, Beşiktaş, benzetme yerindeyse bu yarıda Giresunspor’a nefes aldırmadı. Futbolda savunma yapabilirsiniz, ancak bunu alışkanlık haline getirirseniz, pozisyonlara davetiye çıkarırsınız! Nitekim Ersin, rakibin bu anlayışı nedeniyle rahat bir ilk yarı çıkardı.

Oyuna pres ve baskıyla başlayan Beşiktaş, rakibin bu oyun anlayışını avantaja çevirdi, üretti, Weghorst penaltıyı kullandı, kaleciye takıldı. Artı, iki net pozisyonu gole çeviremedi Kartal. Bunda en büyük faktör, kaleci Onurcan’ın yaptığı müthiş kurtarışlar idi. Gelin görün ki Onurcan, 34’teki Tayyip Talha’nın müthiş röveşatasını sadece izlemekle yetindi, gole engel olamadı. Tabii ki Emrecan’ın asistini de unutmayalım.

Şimdi gelelim Tayyip Talha’nın sayılmayan golüne... VAR’da uzun süre incelendi, orta hakem pozisyonu seyretti, Weghorst’a yapılan faulü penaltıyla değerlendirdi. Weghorst, atışta plaseyi tercih edince Onurcan’a gol izin vermedi, köşeyi iyi tahmin etti.

Saiss’in 12’de sakatlanması kenar yönetimi sıkıntıya sokmadı değil. Ne var ki, tecrübeli oyuncunun yerine giren Emrecan’ın maşallahı var, onun eksikliğini hiç hissettirmedi ilk yarıda. Tabi ki Tayyip Talha’yı es geçemeyiz. Hem ofansta, hem de savunmada müthiş sorumluluk alıyor, hata yapmıyor. İleri çıkışları ise artısı...

Valerian Ismael’in Tayfur’u on birde tercih etmesi bence doğruydu. Çaprazdan müthiş bir şut çıkardı, meşin yuvarlak az farkla dışarı gitti. Bu yarıda sol bek Masuako, hem bölgesini çok iyi korudu, hem de ofansa destek verdi. Aksayan ya da beklentilerin uzağında kalan Redmond ve Dele Alli idi. 


Tek farklı galibiyetler risktir bu oyunda. İkiyi hatta üçü bulacaksınız, aksi taktirde rakibin iştahını kabartırsınız. Nitekim Giresunspor, savunmada risk aldı. Ofansif oyuna dönerken, Kartal’a sıkıntılı anlar yaşattı, hatta geri vites yaptı! Valerian Ismael, rakibin hızını kesmek adına, oyuncu hamleleri yaptı, Rosier ve Redmond’u oyundan aldı, Ghezzal ile N’Koudou’yu sahaya sürdü. 

Rosier’in alınması bence doğruydu, çünkü sarısı vardı, kırmızıya yakalanabilirdi. Ismael, olası bir iş kazasına uğramamak adına, Necip ile Cenk Tosun’u da sahaya sürdü. Weghorst, 88’de maçı koparacak pozisyonu buldu, altı pas içinde kalecinin üzerinden aşırmak istedi, yine Onurcan’ı geçemedi.

Eee futbol böyle bir oyun... Skor adına işinizi sağlam kazığa bağlayacaksınız, bulduğunuzu atacaksınız, onu bunu bilmem arkadaş! Oğulcan’ın uzatma dakikalarında attığı gol, ya ofsayt olmasaydı? Kaldı ki çizgi çekildi, bana göre pozisyon gri! İstediğiniz kadar tek kale oynayın, ürettiklerinizi gollerle taçlandıramazsanız, üç puan için yüreğiniz ağzınıza gelir. 

Bilal MEŞE / Milliyet