İnsanız. Beynimiz, aklımız var. Ama onu kullanacak eğitim ve sonuca gidecek muhakemeden yoksun bir yapıyı tercih ettik. Yormuyoruz kafayı. Düşünmek zor geliyor adeta. Oysa bilim insanları ve atalarımız neyin kavgasını vermişler? Hepimiz bu alemde “Niye varız” diye düşünme sürecindeyiz aslında. 

Ülkenin en etkin olduğu spor dalı futbol! Bu, dünyada da öyle! İlgi alanı net belliyken kimileri “Benim sevmediğim alan ilgilenmem!” demesin. Hafta içinde bir takımın taraftarına maçı izleme yasağını verirken oynayacak olan taraflar arasındaki yara kaşınmış olmadı mı? Geçen pazar gecesi her tarafı hata dolu bir oyun sergilenmedi mi?

Dayak atılan suçlu! Saldıran rahat! Josef’in maç bitiminde, kaptan olarak araya girerek arkadaşını tehlikeli gidişten kurtarırken suçlu görülüp hakem tarafından kırmızı kartla cezalandırılması tam bir skandaldır. Ya “Özel güvenlik dediğimiz güç nerede?” diye sorsak! Bugünlerde toplumsal kavgaya değil barışa ihtiyacımız vardır!

Suçlular sadece maçı izleyenler tarafından değil ekrandan seyredenler tarafından da bellidir. Ama görevliler bunu atlarken hepimizin gözü önünde ülkemizi, futbolumuzu ve yabancıları güvensizlik içine atan bir ortamın yarışması lig olamaz! Maç sonunda elimizdeki olanaklara bakıp adil bir düşünceyle karar verebiliriz. 

Salih Uçan'a, Cenk Tosun'a ve Josef’e geçmiş olsun. Bu iş, futbol dışı insanların oluşturduğu yönetim kararlarıyla yönetilmiyor. 

Ayrım yapmadan hepimizin sevdiği kulüpler bir araya gelmeli ve tavır koyup batan futbolu her şekilde kurtarmalıdır! Sahada ve davranışta asalet ile kural uygulaması tek çıkar yoldur. Bunu unutmamalıdır futbol sevenler.

Adnan DİNÇER / Cumhuriyet