Portekiz grupta oynadığı son iki maçta önce İrlanda’yla 0-0 berabere kalıp, sonra evinde Sırbistan’a yenilerek Play-Off’a kaldı. Misal olmaz ya Sırbistan perşembe akşamı karşımıza çıkacak olsa, bizde kamuoyu beklentisi mutlak galibiyet olacaktı. Bu Kuntz için bir yönden de avantaj. Hem onlarda Ronaldo’nun belki de son Dünya Kupası’na gidecek olmasının yarattığı baskı, hem de bizim kamuoyunda Dünya Kupası’na gitmenin çok da beklenmiyor oluşu. Bunun yanında Portekiz’in bireysel oyuncu kalitesi ile kadro performansı uyuşmuyor. 

Gerçekten inanmak zor

Önde Ronaldo, Jota, Bernardo Silva ve Bruno Fernandes’e sahip, Felix’i oynatamayan, dev takımlarda oynayan bek ve orta saha oyuncularına sahip bir kadro. Stoperde eksikleri var ama asıl eksik olan güçlü bir plan. Hem İrlanda hem de Sırbistan maçlarında çıkan kadrolara bakıldığında bu kadroların nasıl olup da iki maçta 1 gol atabildiğine inanmak zor. Akışkan bir hücum planları yok. Bunun sıkıntısını karşılarında iyi bir savunma gördüklerinde hep yaşıyorlar.

Orta saha baş ağrımız

Doğru savunmayla ve Yunus, Abdülkadir, Kerem ve Cengiz gibi hızlı hücumcuların formuyla umutlanmamak elde değil. Ancak bizim de bilinmezlerimiz yok değil. Orta saha merkezi Avrupa Şampiyonası başından bu yana baş ağrımız. Kuntz, Galatasaray'ın Barcelona maçlarına bakıp savunma ağırlıklı oyunda Taylan-Berkan ikilisinin uyumunu görüp önlerine Hakan Çalhanoğlu’nu koyarsa şaşırmam. Ancak formda Orkun-Dorukhan ikilisi de bir yöntem. 

Bu oyunları hatırlayalım

Ancak bildiğimiz şu ki, bir dönemin Emre-Mahmut-İrfan temel planı gibi elde bir hazır şablon olmadığı. Eğer Merih-Çağlar ikilisiyle uyumlu bir merkez orta saha oluşturup hızlı ve becerili kanatlarımızı geçiş oyunda doğru kullanırsak ümit var. Avrupa Şampiyonası öncesinde bizzat Avrupalı otoriteler tarafından final şansı olduğu söylenen Milli Takım’ın özelliği grupta sadece 3 gol yemiş olmasıydı. Bu oyunları hatırlarsak neden olması

Mehmet DEMİRKOL / Fanatik