Bir kurum için yapılabilecek en büyük kötülük, analiz yapmadan sonuca varmaya çalışmaktır. Sonuca varmak için de iyi araştırmak ve doğru karar vermek  gerekir.

(Nietzsche demis ki; Derisini yenilenemeyen yılanlar ölüme mahkumdur.) 

Bu durum yenilenmeyen zihinler içinde geçerlidir.

Zamanında "Kulüp borç batağına girdi, mali çıkmaza gidiyoruz , hesaplar yanlış yapılıyor ,  artık mızrak çuvala sığmıyor " diyip Beşiktaş  tüzüğünün  30/A hükmünü kimseden çekinmeden, yerine getirip gerçek borç rakamını açıklayıp, bununla da kalmayıp  Beşiktaş'ın kanayan yarası  95 milyon dolar zararı olan Fulya davasıyla ilgili divan kurulu üyelerine bilgi verdiği  için  ceza   aldığını Sayın Yalçın Karadeniz'in   unutmamak lazım.

Halbuki koltuk meraklısı biri olsa susup oturur bugün hala divan başkanlığına devam ederdi.

Son mali kongrede  kürsüye çıkıp konuşma yapanları hatırlayın. Sayın Yalçın Karadeniz'e yapılanın yanlış olduğunu dile getiren bir çok kişi olmuştu, bunların içinde o dönem yönetim kurulunda görev yapanlarda vardı.  

Şimdi divan üyelerine büyük görev düşüyor. Yarım kalmış bir hikaye var,bu hikayenin tamamlanması gerekiyor. Hayatta hiç bir hikaye yarım kalmamalı.

17 Eylül'de sandık divan kurulu üyelerinin önüne konuyor. Haksız yere koltuğundan indirilmiş, davaları kazanmış Mehmet Üstünkaya ve Süleyman Seba ekolünden gelmiş onları her zaman saygı ve sevgi  ile anan eski  divan başkanı sizlerden bir şans daha istiyor. Bu şansı da fazlası ile hak ediyor. 

Beşiktaş'ın akil insanları,kimsenin adamı olmayan 25 senesini doldurup divan üyesi olmuş insanlar hak edene hak ettiği değeri gösterecektir.

Masis KUYUMCU