Dünya Kupası'na "uzaktan" bakan iki milli takımın, maçı beklenen ciddiyetin üstünde oynadığını gördük. 

Arkadaşları tatil fotoğrafları ile haber gönderirken, bu konsantrasyonu göstermeleri önemliydi. 

Kuntz bildiğimiz gibi… Dörtlü devam ederken, üçlüye döndü. Bu kurgu içinde top bizde kaldı ama bek hücumları bir türlü sahne almadı.

Zeki'yi oynatmak tamam da Fenerbahçe'de "müthiş ikili" haline gelen İrfan ile Ferdi'yi ayrı kanatlara göndermek Kuntz'un ezberi… Ayrıntıyı yakalasa şaşardık.

"Bizim çocuklar" ilk 45'te baskıyı da kurdular, sonucu da aldılar. Gol geç geldi ama olsun...

En azından Ozan Kabak üzerine kurulmuş bir duran top planı olduğunu gördük. Bu da bir şey… 

Hakan Çalhanoğlu üzerine kurulmuş her şey. Topu ayağına alan onu aradı. Orkun da bu etapta her baskıda topu kaybetti. Salih Özcan hamlesi kendi mantığında doğru.

Ancak Cengiz'in akıl dolu golüyle birlikte "bizimkiler" vites küçülttü. Hani, "gaflet anı" derler ya, İskoçlar öyle buldular gollerini.

Sevindirici olan millilerimizin hiç heyecan yapmadan, panik üretmeden aynı ciddiyet ile taktik disiplini korumaları. Son iki grup maçının "utandıran" şımarıklığını atmışlar üstlerinden, hazırlık maçında bildiğimiz karakterlerine geri dönmüşler. 

Hakan, İrfan Can ve Cengiz üçlüsüne sahip olmak, her takımın hayali. Topu ayağına yakıştıran, her dokunuşta tehlike zili çaldırtan, ekstra oyuncular bunlar. 

Cenk Tosun'un ofsayt çizgisinin sınırında kalması, pas istediği birçok pozisyonda da bu riski taşıması dikkat çekici. Bir gol kaçırdı, pas vermedi; atsaydı VAR'dan ofsayt gelecekti. 

Diyarbakır'daki tribünler doluydu. Her dakikanın keyfini çıkartan, bu mücadele ile coşan, Ay-Yıldız'ın arkasında duranlara da selam olsun.

Gürcan BİLGİÇ / Sabah