Ben maç sonunda,''Beşiktaş oyunu koşu ve tempo maçına getirmeliydi, tıpkı Ankaragücü ve Fenerbahçe maçında olduğu gibi'' dedim. Bakın bu beni daha da üzdü Valerian İsmail’in futbol görüşü olarak üzdü.

Diyor ki demeç olarak, ''%60’a yakın topla oynadık, top sizdeyken fazla koşmazsınız'' ya bu maç koşu maçı olsun, İstanbul sporla oynamıyorsun bu maçı koşu maçına çevir. %100 katılıyorum, ama bu maç tam tersi olsun, yani böyle bakması beni çok üzdü. Çevir koşu maçına..  bu beni ilerisi için üzdü.

Beşiktaş’ın gelecek için galibiyete daha çok ihtiyacı vardı. Ya, yüklen stopere top aldır. Trabzonspor çok güzel bir şey yaptı, ben hep diyordum ya bu maça göre bir şey yapacak diye, garantiye oynadı hep uzun oynadı, ama sen geriye çekilirsen hikaye Trabzon’un lehine dönüyor.

Yine aynı şeyi söyleyeceğim ama Beşiktaş’ın puan olarak hiçbir dezavantajı yok, on maçta 19 puanda. Fenerbahçe ve Başakşehir 9 maçta 20 şer puanda, Adana Demirspor lider 21 puanda. Puan olarak bir şey yok tamam ama geleceğe dair beklentilere, dair umut yok. Biraz ekonomi satayım size, ekonomiyi belirleyen şeyin gelecekle ilgili beklentiler olduğu söylenir, bunu futbola uyarlarsak, seyircinin de en önemli aldığı kriterlerden biri,onuncu hafta bazında söylüyorum gelecekle ilgili beklentiler. Şu an Beşiktaş için böyle bir beklenti gözükmüyor tribünde de gözükmüyor oyun olarakta.

Ya bir Fenerbahçe Trabzonspor şanslarınız vardı kendinizi kimliğinizi anlatacaksınız ikisinide durup beklediniz, yapmayın ya ne olur yapmayın. 40.000 seyirci önünde yapma yani. Bu gidişat sanki Valerian İsmail gidiyor gibi, bunu ne düzeltir? ne olursa düzeltilebilir bilmiyorum. Bu iş terse döner bana göre Valerian İsmail gidiyor. Bu cümleyi iddialı kuruyorum, GİDİYOR. ben parçaları birleştirince buna geliyorum.