Skordan bağımsız olarak söylenirse, beceremeseler bile iki takımın da oyunda kalmak istediği ancak beceremediği bir ilk yarı izledik.

Hücum girişimleri sınırlı kalınca savunmalar ‘’fevkalade’’ görünmüş olabilir mi? Olabilir ama öyle değildi. Kale önü aksiyon sayısı düşüktü.

Yine de, lig ortalaması düşünüldüğünde iki takımın niyetinin ‘’Gol’’ olduğu açıktı. Beşiktaş rakibine göre daha çok çalışıp, arayan taraf görünümündeyse de esasen beklenenler ikinci devre gerçekleşti.

İkinci devreye Beşiktaş, son haftaların en işlevsel oyuncusu Gedson’un pasına tavana vuran Cenk Tosun’la girince maç çözüldü! Lakin Beşiktaş’ın en kararlı hattı orta sahası olunca arkadan oyun kurmasıyla tanınan Alanya, sınırlı sayıdaki hücum girişimlerinde gelip gelip duvara vurup döndü. Ardından tam da en çok çalıştığını sandığı dersten ‘’çaktı’’! Geriden çıkarken yine yakalanınca maç bir anda 3- 0’a geldi.

Neredeyse pozisyon vermediler

Geriden oyun kurma, kurabilenler için önemli çözümlerden biridir. Ancak rakip için de fena olmayan bir ders çalışma konusudur! Beşiktaş maçı ‘’önde baskı’’yla çözmüş diye düşünülebilirsiniz ama sanki maç ‘’Antalya maçı geriden kurarken Beşiktaş’ın ön oyuncularının baskısından gereğinden fazla korktuğu için epeyce bocaladı’’ demek daha doğru gibi!

Beşiktaş zorlu görünen bir maçı sahaya doğru yayılıp, gücü oyunculara eşik bölüştürecek bir düzenle kazandı. Bir ikisi hariç pozisyon vermedi desem yeridir. Alanya için ise pozisyon almadı desem o da yeridir ama bu da, üç gol atmış fazlaca haksızlık olur, değil mi?

Beşiktaş oynamaya çalıştıkça, fırsat buldu, bulduklarını da verimli kullanıp maçı kazanmayı bildi.

Cem DİZDAR / Fanatik