En sonda yazacağımızı en başta söyleyelim...

Avrupa da nasıl yapıyorlar bilmem ama bizde en az 30 yıldır bir takım kötü gittiğinde,

6-7 tane topçuyu göndereceğine, direkt hocayı gönderirsin olur biter...

Derine inmezsin,

Bu kadar kaliteli kadro niye oynamaz demezsin,

Tek kellede gazı çıkar,

Camiaların iklim değişir,

Ortalık bir anda süt liman olur...

Bu Del Bosque'de de böyle oldu

Şenol Güneş'te de....

Hatta Sergen Yalçın'da da...

Valerian İsmaell için söylenecek bir şey yok artık...

Doku uyuşmazlığı var.

Yara büyük, dikiş tutmaz...

Benim çırpındığım nokta, Ismael üzerinden Beşiktaş'ı vurmaya çalıştıklarına inanmamdı.

Bir arada durursak bu saldırıyı savuştururuz diye direniyordum, olmadı...

Yoksa görüyoruz biz de,

Bize hoca olarak sundukları Bruno Pinheiro'nun şimdi nerede hocalık yaptığını...

Bu vizyon işi...

Lakin Beşiktaş'la yatıp kalkan arkadaşlar bilmelidir ki futbolcular da masum değil...

Necip'in sezon başı röportajı aklımda hala.

"15 senedir bu takımdayım, böyle idman yemedim" diye kelamı var.

Eee!? Ghezzal hariç sakatlık da yok...

Ne oldu bu arkadaşlara da koşmuyorlar?

Doğru yere gitmiyorlar?

Top hiç yanlarında yok?

Nasıl oluyor bu işler?

Josef'in haftalardır hücuma katkısı sıfır

Rosier hatalar zinciri kurmuş kendine!!!

N'Koudou her topu ezen umursamaz bir insan tipi,

Cenk Tosun acemi birliğinde tüfek tutmayı öğrenmeye çalışan asker gibi!

Ersin? Uzaktan bu kadar gol yiyen bir

Engin'i hatırlıyorum ben,

Onda da tavuk karası çıktı...

Dele Alli birileri tarafından form tutmaya gönderilmiş adeta...

Geçen sene Pjanic, Teixeira ve Batshuayi için sezon başı söylediklerimizin şimdi aynılarını yaşıyoruz.

Yönetim dersine çalışmadan mı oyuncu alıyor?

Formlarına istatistiklerine ve devamlılığına bakmadan kağıt üzerindeki isimlere göre mi alıyorlar topçuları?

Nasıl ki bir suç mahalinde, orası ablukaya alınıp "girilmez" yazıyor ve soruşturma başlatılıyor,

Siz de aynısını yapın kardeşim.

Bu takım bu hale nasıl geldi araştırın?

En azından bundan sonra gelecek hocaya kıyağınız olur... Ve siz Valerian Ismael,

Giderken Beşiktaş'a yapacağınız en büyük iyilik

İçinde bulunduğunuz sebep-sonuç vaziyetini kimsenin gözünün yaşına bakmadan açık yüreklilikle anlatmaktır...

Yolunuz açık, sözünüz pek olsun......

BİZİ YORUYORSUNUZ!!!

Geçtiğimiz hafta içinde federasyonun VAR konusuyla ilgili geniş çaplı çalışması vardı!!!

VAR'ın ne olduğunu gazeteciye, muhabire, kulüplere, topçulara anlatmaya çalıştılar

Çizgi filmler, barkovizyon sunumları ve bir ton muhabbet.

Allahım aklıma mukayyet ol moduna girmedim değil hani!!!

Bunlar olurken, arka ekranda koca bir yazı vardı...

"VAR neyin peşindedir?

VAR açık ve net şekilde gözden kaçan ciddi olayların peşindedir.

VAR daha doğru kararın peşinde değildir..."

Şaka mı, ironi mi, mevcut yetenek mi bu çözemedim...

Ağalar, bizi yoruyorsunuz.

Bişeyler yapıyormuşuz gibi göstererek, işi daha da yokuşa sürüyorsunuz...

Gelin aklın yolunda birleşelim.

Şeffaflaştırın şu konuşmaları, iş bitsin...

VAR hakemi ne diyor?,

Orta hakemden ne cevap geliyor?

Açın bunları spor kamuoyuna helalleşelim...

Gayrısı masaldır, hikayedir...

BASKET MAÇINI FUTBOLCULARLA İZLEMEK

İkide sıfır yapınca telaşlandık

Basketbol takımında neler oluyor diye yazdık. En nadide çiçeğimizdir diye başlık attık, herkes aklını başına alsın mantığında...

Üçüncü maç G.Saray ile deplasmandaydı...

İstikamet baş aşağı çevrilmişti ki gelen galibiyetle nefes aldık, sevindik...

O kalabalığın içinden galibiyet çıkarmak büyük iş.

Özgüven yakalamak böyle bir sıçramayla olur işte...

Ben yönetici olsam, bütün futbolcuları ve teknik ekibi tesislerde toplar bu maçın tekrarını sonuna kadar izletirdim...

"Beşiktaş armasının olduğu her yer kazanmaya oynar" diye de ufak bir tabela hazırlardım televizyonun üzerine!

Maça baktıkları sürece o yazıyı okusunlar diye...

Alen MARKARYAN / Akşam