Son zamanlarda yaşadığımız süreç, bizlere bir kere daha hatırlattı ki; birlik olmak, güçlü halkalardan oluşmuş bir zincir gibi tüm zorluklara göğüs germek en önemli şey bu hayatta.

Bir sözde; “Zincirin direnci, en zayıf halkanın sağlamlığı kadardır” denir.

Evet birlikte hareket etmek çok önemli, ama bu önemi anlamak, anlatmak için asgari müşterekleri tespit etmenin de ne kadar önemli olduğunun öncelikli farkına varmalı.

BEŞİKTAŞ tabanında ve onun menfaatlerinde bir arada olmak gerekir.

Bu taban da şudur; BEŞİKTAŞ’ı kongresi ve onun hür iradesi ile yönetme. 

Bunun oluşması için de, sağlıklı bir tüzük çatısı altında buluşmak, bu tüzüğü oluşturmak gerekiyor.

Beşiktaş, başkan adaylarının aşağı, yukarı profilleri belli. 

Sıkıntı onlarda değil, onların seçtiği yöneticilerden başlıyor. Bu da sonrasında denetimsiz yönetimi doğuruyor. Bu denetimsiz yönetimi sorgulamayan gerçek suçlu ise maalesef kongredir. 

Herkesce malum, Mayıs 2012’deki tüzük kongresinde, son kararlar 40 kişi ile alındı. Başkanlık süresini 6 yılda 9’a çıkaran maddede 3-4 kişinin isteği ile onaylandı.

Bu şunu gösteriyor; BEŞİKTAŞ’ın gerçek sahibi sananlar ne kadar bilgili?  Sorumluluk sahibi?  

O kadar önemli kararları 40 kişi ile almanın tüm olumsuz sonuçları, bugün yaşananlara neden oldu. 

Tarih, BEŞİKTAŞ’ın bugünlerini şöyle yazacak; 15 bin kongre üyesi hesapların içinden çıkamadı. 

Hesap soranlar, hesaptan anlamıyor. Anlayanların isteği de başka. 

Kongre bunu istemeli ve gereken düzenlemeleri yapmalı, ya da ortak akıl nasıl kurulur? Ne yapmalı? Bunları konuşmalıyız.

BEŞİKTAŞ bugün çok zor durumda. Ama rakipler de bir o kadar zorda. Doğruları bulmak için ilk adım ortak aklı bulmaktan ve çatlak sesleri ayıklamaktan geçiyor fikrindeyim. BEŞİKTAŞ’a sahip çıkmak böyle olur.  Her ne olursa olsun geleceğe biz karar vereceğiz.

Masis Kuyumcu