İlk 20 dakika çok da ne yapacağına karar veremiyor iki takım. İkisinde de amaç hızlıca rakip yarı sahaya yerleşmek.

Ama amaçlar çakışınca, sahaya mücadelesi yüksek bir “amaçsızlık” yansıyor. Bunu Icardi bozuyor. Rashica’nın yaptığı ortayı tereddüt etmeden ağlara yolladığı dakika 20.

Beşiktaş golden sonra çok beklemiyor. Özellikle Gedson Fernandes’in temposuyla hızlanıyorlar.

35. dakikada korner atışı sonrası Saiss’in attığı beraberlik golüyle iki konu netleşiyor: Galatasaray savunması ciddi bir konsantrasyon eksikliği yaşıyor ve Beşiktaş bu maçın peşini bırakmamakta kararlı.

İkinci yarıda da bu kararlılığını açıkça ortaya koyuyor. Kanatlardan çok hızlı çıkmayı ve topu ilerideki oyuncularla buluşturmayı başarıyorlar. Özellikle Aboubakar, Muslera’yı ve Galatasaray savunmasını peş peşe üzüyor.

Öte yandan Beşiktaş’ın ikinci golü bu tempodan ve baskıdan değil Oliviera’nın hatasından geliyor. Onun 58. dakikada kaybettiği top, Hadziahmetovic tarafından gol olarak imzalanıyor. Kalan dakikalarda önce Beşiktaş sonra Galatasaray peş peşe baskı yapıyorlar birbirlerinin kalelerine.

Son derece hızlı ve sert geçen maçta, Galatasaray son dakikaları üç puanı rakibine kaptırmamak için uğraşsa da Beşiktaş Aboubakar ile uzatmalarda bulduğu golle “Kusura bakma, ben de yarışta varım” diyor. 

Ebru KILIÇOĞLU / Cumhuriyet