Hasbelkader iki kez gittim Faroe Adaları'na…

Birbirine tünellerle bağlı küçük adalar topluluğu. 48 bin insan, 80 bin koyun yaşıyor. Gidip görseniz, her hangi konuda Türkiye ile kıyaslama yapmayı aklınızdan geçirmezsiniz; futbol hariç!

Daha önceki maçımız berabere bitmişti, bu kez yenildik, dahası farktan kurtulduk. Rüzgar vardı rüzgar!..

Yüzümüze yüzümüze vuruyordu, ondan oynayamadı bizim çocuklar. Bahar yorgunluğu da cabası. Bilirsiniz, çok sıcakta ve çok soğukta oynayamaz bizimkiler, alışık değiller! Yağmurlu hava da bozar bizi, bulutlu havalardan da nem kaparız!

Sadece iklim değil rakip de önemli. Güçlü rakiplerin adından korkarken zayıf rakiplere karşı da motive olamayız. Büyükten korkar, küçüğü küçümseriz vesselam! Orta şekerli rakiplere karşı bir şeyler yaparız hepsi bu.


Bir tek para konusunda acayip profesyonelizdir! Kulüplerine imza atarken kılı kırk yarar bizim cengaverler, Milli Takım'da da prim kavgaları hiç bitmez!

Herkesin bir futbol ekolu var bizim yok diye üzülmeyin, işte size ekol!

Teşekkürler Faroe Adaları; futbolun bize göre bir oyun olmadığını bir kez daha hatırlattığınız için.

Haydi beyler, kenarda bekleyenler, ellerini ovuşturanlar, gün bugündür; tam zamanıdır başlayın kulislere!…

Yiyin bu kirazdan, kalmaz birazdan! Afiyet olsun.

Unutmadan… Teşekkürler çocuklar! Altay, Eren, Kaan, Serdar Dursun, Serdar Gürler, Yunus, Berkan, Kerem, Ozan, İrfan, Zeki, Ferdi...

Bravo hepinize. Tarihe geçtiniz! Pardon tarih oldunuz!

Turgay DEMİR / Fotomaç